5 Ocak 2015 Pazartesi

Olağanüstü Toplantı ve Kararlar

Gümüşlük Burçin Konut Yapı Kooperatifinin Değerli Üyeleri
Öncelikle Yeni Yılınızı kutlar, yılı mutluluklarla geçirmenizi dilerim.

Yönetim 21 Aralık 2014 tarihinde Olağanüstü toplantı yaptı. 
Bu toplantı gündemi sizlere gönderilmişti. Bildiğiniz gibi müteahhitle olan sözleşme ve verilen tapuların geri alınması davasında ISLAH talebinde bulunarak sözleşmenin feshinden vazgeçilmesini ve sözleşmenin devamını sağlamakla müteahhit  adına bir başka müteahhide işin tamamlatılmasının amaçlandığı söylenmişti.

Bizler (azınlık üyeler) buna itiraz ettik. Artık müteahhitten kurtulmaya çok az bir zaman kalmışken böyle bir talepte bulunmak “müteahhitten kurtulmayalım” demek anlamına geleceğini anlattık. Ama yönetimden Erol bey bu konuda ısrar edince bu toplantı yapıldı.

Toplantıda yönetim istediğini tam olarak elde edememiş. Ama uzun tartışmalardan sonra, fesih talebinin şimdi olduğu gibi geriye dönük değil de ileriye dönük feshi için ıslah dilekçesi verilmesinde karar alınmış. Bizim yine gerçekleri söylemekten başka bir etkinliğimiz olmadığı toplantıda müteahhit adına işi başkasına yaptırma maddesi görüşmeden kaldırılmış. 

Değerli arkadaşlar bu kararı alanlar kimler: Biliyorsunuz yöneticiler ve deneticiler,  3 kişi Erol (Oğlu, kızı, kendisi), 2 kişi Fikret (eşi ve kendisi), 2 kişi Vecihi (eşi ve kendisi), 2 kişi Burhan (akrabası ve kendisi), 1 kişi A.Saim Yapıcı, 2 kişi Osman(ablası ve kendisi) bir kişi de Göksev  olmak üzere toplam 13 oyla kabul edilmiş.

Sayın üyeler şimdi bu karar bizim lehimize mi? Yoksa aleyhimize mi? Uygulanabilir mi?

Önce "Geriye Etkili Fesih" nedir? "İleriye Etkili Fesih" nedir? Bunlara bakalım.

Size Hakim ve Savcılara verilen seminer notlarından bir alıntıyla iletiyorum: “Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri kural olarak ani edimli sözleşmelerden olduğundan geriye etkili olarak feshedilir. Kural olarak geriye etkili fesihle sözleşme tasfiyesi parasal olarak; ileriye etkili fesihte ise sözleşmenin tasfiyesi tapu ile yapılır. Mahkemece inşaatın gerçekleşme oranı tespit edilir. Söz konusu oran % 90'ın altında ise ve teslim süresi geçmekle yüklenici temerrüdü gerçekleşmişse hakim taraflar arasındaki sözleşmeyi sanki sözleşme hiç yapılmamış gibi, geriye etkili olarak fesheder. Bu durumda tarafların durumu sözleşme öncesindeki hale döner. Arsa sahibi arsa payı devri yapılmışsa bunu geri alacağı gibi yüklenici de yaptığı imalat yasal ve arsa sahibinin işine yarayacak durumda bir inşaat ise yaptığı işin bedelini isteyebilir. Geriye etkili fesihte yalnızca menfi zarar istenebilir, Gecikme tazminatı veya cezai şart istenemez.

İleriye etkili fesih; inşaatın % 90 ve üzerinde tamamlanmış olması yüklenicinin süresi içerisinde inşaatı bitirememesi nedeniyle temerrüdü gerçekleşmişse söz konusu olur. İnşaat belirtilen oranda bitirilmiş yasal ise hakim bilirkişiden rapor almak suretiyle inşaatın seviyesine göre yüklenicinin hak ettiği bölüm sayısını ve bu bölümlerin hangileri olduğunu
tespit eder ve sözleşmeyi ileriye etkili olarak fesheder.”

Sayın üyeler yukarıdaki izahattan da anlayacağınız gibi, ileriye dönük fesihte bu yönetim diyor ki! “Biz verdiğimiz arsaları ya da bedellerini müteahhitten geri almayalım”. Neden? “Çünkü o da bize inşaat yaptı inşaat %51 seviyesinde görünüyor. Dolayısıyla biz de ona para ödemek durumunda kalacağız”. Böyle korkutuyorlar üyeleri. Bunlar yanlış, doğru değil, ve altında hala çıkar hesapları olduğu kanaatini taşıyorum.

Neden doğru değil? Çünkü; İnşaatlar %51 seviyesinde değil, % 0 seviyesinde. İnşalar eksik malzemeyle yapılmış. Beton miktarı eksik ve kalitesiz. Demir donanımı eksik ve deprem yönetmeliğine aykırı. Projesine göre yapılmamış, her konut projesinden 5 metrekare büyük. Bunları ortaya koymuyor bu yöneticiler. Dava açıldığından bu güne “İnşaatların yıkılması gerekir, çünkü imar mevzuatına aykırı” demediler. Neden demediler ve hala neden demiyorlar?

Sayın üyeler,  bu yöneticiler sizleri aldatmaya devam ediyorlar. Aralığın 21 ne olağanüstü toplantı ayarlıyorlar. Kimse toplantıya gelmesin diye. Kimse de gelmedi zaten. Yukarıdaki yönetim ve denetim taifesinden başka Hüma Kaplan 2 kişi ve biz 3 kişi vekaletlerle birlikte toplam 18 kişi gelmiş oluyor toplantıya.

Bizim müteahhide ödemek durumunda olduğumuz hiçbir bedel yok.  Bunu bilin. Ayrıca verdiğimiz tapuları da geri almak durumundayız. Şayet alamazsak bunun suçu OSMAN - VECİHİ - FİKRET üçlüsünün suçu olacak. Çünkü arsalar üzerine ipotek koymadan devreden onlar. Bu konuda açılmış sorumluluk davası var. Devam ediyor.

Arkadaşlar. Müteahhidin dava süresince bu inşaatları yapma veya başkasına yaptırma şansı vardı ve bu şansı halen devam ediyor. Ama yapmıyor adam. Çünkü İnşaatları yıkıp yeniden yapması lazım. Bunu yapmak istemiyor. Alacağı arsaları zaten satmış ve parasını yemiş. Bizim inşaatları bitirse de eline bir şey kalmayacak. Dolayısıyla dava ne kadar uzarsa o kadar lehine zamanaşımı işliyor. Özellikle ceza davasında 2016 yılında ceza zamanaşımı doluyor. Ancak bize olan borçları ve devremülk alanları dolandırma suçundan ceza davası zamanaşımı süreci hala işlemekte.  Bizim yöneticiler de zamanın geçmesine yardım ediyorlar.

Değerli Arkadaşlar. 
Bu yazının ekine toplantıda okuduğumuz yazıyı da ekliyorum. 


S.S. Gümüşlük Burçin Konut Yapı Kooperatifi
21.12.2014 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Divan Başkanlığına

Sayın Divan Başkanı vekilim Nihan Korkmaz vasıtasıyla katıldığım toplantıda mesajımı aracılığınızla değerli üyelere duyurmak istiyorum.
Sayın Üyeler
Yapılmakta olan bu toplantıda; Kooperatifimizin Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte     olan 2006/160 E davasının son aşamasında, sonuca yaklaşmış olduğumuz davada düşmüş yönetimin ISLAH talebiyle kooperatifi yeniden sıkıntılara sokma kararı alındığı görülmektedir.
Bu karar Kooperatif üyelerinin yararına değildir. Çünkü yüklenici Şatıroğlu Limited Şirketi bu güne kadar kooperatife yaptıkları inşaatlarda bizleri aldatmak amacında oldukları bilirkişi raporlarıyla ispatlanmıştır. İnşaatların hepsi ayıplı ve yıkılması gereken binalardır. Yöneticiler de bunu bildikleri halde mahkemede   bu yönde bir beyanda bulunmadıklarından dava sekiz yıldan bu yana bilinçli şekilde  sürdürülmektedir. Davada sona gelinmiştir. Dava lehimize bitmek üzeredir. Ancak artık uzatma imkanı kalmadığından ISLAH talebiyle dava uzatılmak istenmektedir. Bu karar yararımıza değildir.

Bu güne kadar iyi niyetli olmayan yöneticiler yüzünden 11 senemiz boş yere kayboldu. Bu yöneticilerin iyi niyetli olmadıkları da toplantıyı 15 gün sonra yapmamalarından anlaşılıyor. Bu toplantı 15 gün sonra yapılsa olağan toplantı olacaktı. Yeni yılda tekrar toplantı yapmak durumunda kalmayacaktık.
2003 yılından bu yana göreve gelen bu yönetimlerin kötü niyetli olduklarını, 2004 yılı toplantısı kararlarının tamamen, 2006, 2007, 2008, 2010 yılı kararlarının kısmen, 2011 yılı kararlarının tamamen iptal edilmesiyle ispat edilmiştir. Evimi kötü yaptırdıkları için fazlaya ilişkin haklarım saklı kalmak kaydıyla 12.000.- TL, şahsıma ve aileme iftira artıkları için 15.000.-TL tazminat ödemeye mahkum olmuşlardır. Her üyenin inşaatları bozuk yaptıran, yapılmasına göz yuman yöneticilerden 18.350.- TL tazminat hakları doğmuştur.

Yine aynı yöneticiler SSK borcunu ödemeden yükleniciye tapuları devretmişler, SSK borcunu da kooperatife ödetmek yolunu seçmişlerdir. Ayrıca tapuları devrederken kooperatif lehine ipotek almaları gerekirken bunu da yapmadıklarından tapuları da geri alma imkânımızı ortadan kaldırmışlardır.
Şimdi Islah dilekçesiyle evvelden beri müteahhitle sözleşmiş oldukları şekilde sözlerini devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
Ayrıca, yönetimden mahkeme kararıyla düşmüş yöneticilerin olağanüstü toplantı yapma yetkileri ve hakları yoktur. Ancak yeni bir yönetim ve denetim kurulu oluşturmak için olağan toplantı düzenleme yetkileri vardı.
Yaptıkları bu toplantıda alınacak kararlar hükümsüz (Butlan) olacaktır. Toplantı sürecinde alınacak kararların tümü için şimdiden şerh koyuyorum.


Mehmet Kadri Korkmaz


GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAĞI

S.S. GÜMÜŞLÜK BURÇİN KONUT YAPI KOOPERATİFİNİN 2014 hesap yılı Olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmak üzere 21/12/2014 tarihinde saat: 12:00’da Cumhuriyet Cad. No: 177 Otel Gulet - BODRUM adresinde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Temsilcisi Osman DURAL gözetiminde toplanıldı ve toplantının saat I 2:30 da başlatılmasına çağrıyı yapan organca (yönetim kurulu) karar verildi.
a)      Genel kurul toplantısı ile ilgili duyurunun .../..../2014 tarihli ……………….…gezetesinde toplantı yer ve gündemi gösterilerek yapıldığı, ortaklara gündemi içeren davet mektuplarının; 19/11/2014 tarihinde 48 ortağa İzmir Basmane PTT şubesinden taahhütlü olarak gönderildiği. ... ortağa da  ../../2014 tarihinde İmza karşılığı tebliğ edildiği;
b)  Yönetim kurulunca, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 26. maddesindeki niteliklere ve Ortaklar Kayıt Defterindeki kayıtlara uygunluğu onaylanarak hazırlanan ve ortakların imzasına sunulan Ortaklar listesinde kayıtlı. 48 (Kırksekiz) ortaktan. 11 (Onbir) ortağın asaleten ve 8 (Sekiz) ortağın vekaleten katılımı  ile toplam 19 (Ondokuz) ortağın toplantıda hazır bulunduğu, böylece toplantının açılması için gerekli çoğunluğun mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Toplantıya katılan Bakanlık Temsilcisince genel kurula hitaben bilgi verildi.
Toplantı saat: I2:30’da Kooperatif Başkanı Fikret ..HAYTABAY tarafından açıldı.
Kullanılan vekaletnameler ana sözleşmeye uygun hazırlanmış olup, hazirun listesi yönetim kurulu nezaretinde imzalattırıldığından kimlik kontrolü yapılmamıştır.
1-    Açılış ve Yoklama vapıldı. Divan heyetinin seçimine geçildi. Yapılan sözlü teklif ile divan Başkanlığına Ali Saim YAPICI, katip üyeliğe de 'Osman Nuri AKTAŞ aday gösterildiler. Yapılan açık oylama sonucunda 3 Red oyuna karşılık 16 kabul oyu ile oy çokluğu ile seçildiler. Divan başkanı tarafından gündem okundu. Ortaklar tarafından gündem 3 red oyuna karşılık 16 kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi. Divan heyetine genel kurul evraklarını imzalama yetkisi oy birliği ile verildi.
2-    Bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
3-Yüklenici Şatıroğlu şirketine karşı açılmış olan ve Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/160 esas sayılı dava dosyasında görülen akdin feshi, tazminat ve tapu iptali davasında sözleşmenin geriye yönelik olarak iptali istenmiş olduğundan mahkemenin aynen geriye yönelik feshi olarak devam edilip edilemeyeceği, ileriye yönelik fesih olarak davanın ıslah edilmesi veyahut, sözleşmenin aynen devamı ile temerrüde düşen yüklenicinin fesh edilmesinin karara bağlanmasının görüşülmesine geçildi. Kooperatif avukatı bu konuda genel kurula bilgi verdi. Söz alan yönetim kurulu üyesi Erol Güneri kooperatifin lehine olan şıkkın sözleşmenin devamı şekli ile müspet zararların tazminidir dedi. Bu arada söz alan Nihan KORKMAZ, kendisi ve vekili Mehmet Kadri Korkmaz adına konuşarak, davanın sözleşmenin feshi olarak devam etmesi ve menfi zararlarımızın talep edilmesi, müteahhide verilen arsa paylarının geriye alınması kooperatifin yararınadır. Dedi. Yapılan görüşmeler sonunda Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/160 sayılı dosyasında görülen davada, akdin feshinin geriye dönük feshinin veya ileriye dönük fesih olarak devam edip etmeyeceği oylandı, geriye dönük olarak feshi 6 oy ileriye dönük olarak feshi 13 oy aldı. Buna göre sözleşmenin ileriye dönük feshi oy çokluğu ile kabul edildi. Bu konuda devam eden davanın akdin ileriye dönük feshi için gereğini yapması için Yönelim kuruluna 3 red oyuna karşılık 15 kabul oyu ile oy çokluğu ile yetki verildi.
4-Nam'a İfa talep edilerek inşaatların tamamlatılmasının karara bağlanmasının görüşülmesine geçildi. Gündemin 3. Maddesinde sözleşmenin ileriye dönük olarak feshi kabul edildiğinden Nam'a ifa maddesinin görüşülmesi oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonunda 3 red oyuna karşılık 15 kabul oyu ile görüşülmemesine oy çokluğu ile karar verildi.
5-Dilek ve Temennilerde söz alan Hüma KAPLAN borcu olan üyelerden tahsilatların yapılmasını istedi. Osman Nuri AKTAŞ inşaatlarımızı bugüne kadar yapılmamasından oluşan zararın müteahhitle yapılan sözleşmenin noterden onaylanmadığından uğradığımız zararların tespitinin yapılmasını istedi. Fikret HAYTABAY  söz alarak SGK'na olan borcu yapılandırdık. Yapılandırma sonucunda 116.706.68 TL asıl taksit farkı 16.624.65 TL. olduğundan bu ödemelerin yapılabilmesi ve taksitlendirmenin bozulmaması için üyelerden ödemelerini çok kısa zamanda yapmaları gerekmektedir dedi.
6-   Gündemde görüşülecek başka madde kalmadığından, alınan kararlara bir itiraz olup olmadığı divan başkanı taralından genel kurula soruldu. Nihan KORMAZ, kendi adına asaleten Mehmet Kadri KORKMAZ adına vekaleten Gökhan Korkmaz, Ayşe Semra KORKMAZ adına vekaleten toplantıda alınan tüm kararlara şerh koyduklarını belirterek ıslah konusu kooperatifin lehine bir karar değildir. Buna karşıyız dediler. Erol GÜNERİ 3. Maddede ki ileriye doğru etkili fesih kararında sözleşmenin iptal edilmemiş aynen devam ediyor olduğu bilinmektedir. Yani bu sonuçta sözleşme halen devam etmektedir. Ayrıca 4. Maddede belirtilen Nam' İfa hususunun görüşülmemesi kararı gündem gereğince ve Yasaya uygun değildir, zira yukarıda belirttiğim üzere genel kurulda alınan ileriye doğru etkin fesih kararı ile görüşülmemesi kararı alınan Nam a İfa kararı ilintilidir sözleşmenin aynen devamı Nam İfa hususunu gerektirir diyerek bu maddelere şerh koyduğunu belirtti. Bu maddeye şerh kovduğunu belirti. Toplantı divan başkam tarafından 16:00 de kapatıldı. 21 4 2.2014 BODRUM

Divan Üyeleri                                Bakanlık Temsilcisi
Divan Başkanı         Katip Üye,
Ali Saim Yapıcı    Osman Nuri AKTAŞ        Osman Dural

5 Temmuz 2014 Cumartesi

01.06.2014 tarihinde yapılan toplantı tescil edilmedi.

2013 yılı faaliyetleri ve 2014 tahmini bütçesi tescil edilmedi.
Bunun nedeni 2012 yılında yapılan toplantının iptali sonucunda 2013 ve 2014 toplantılarının da ORGAN BOŞLUĞU DOĞMASI nedeniyle alınan kararların düşmüş olmasıdır.
OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI GÜNÜNÜN BİLDİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ.

 

Kooperatif Organsız Kaldı

Genel Kurul Toplantısı 1 Haziranda yapıldı.
Toplantıdan bir kaç gün sonra 05.06.2014 günü Bodrum 1. ASH Mahkemesinde 2012/498 E sayılı dava duruşması yapıldı. Genel Kurul kararlarının iptali davasıydı. Dava kabul edildi. Genel kurulda alınan bütün kararlar iptal oldu. Seçilen yönetim ve denetim kurulları da düştü. 2013 ve 201 yılında yapılan genel kurul kararları da geçersiz hale geldi. Acilen yeniden genel kurul yapmak gerekiyor.

Evet acilen Olağanüstü genel kurula gidilmeli. 

Bu arada şunu da söyleyeyim. 2006/395E, 2008/309E ve 2010/270E genel kurul iptal davaları da kısmen kabul edildi. Yani genel kurulda üyeleri aldatmak üzere gündeme konulan maddelerde alınan kararlar iptal edildi. 


2012/498E dava karara bağlandı Genel kurulda alınan kararların tümü iptal edildi.

2012 yılında yapılan 2011 yılı faaliyetleri ile ilgili kararlar ve 2012 yılı tahmini bütçesi ve seçimler iptal edildi.
Toplantıyı düzenleyenlerin kötü niyetli oldukları tescil edildi.
Seçilenler 3 yıllığına seçildiklerinden sonraki yıllarda yapılan toplantılar da geçersiz oldu.
Bu kararlar sonucunda;
Yönetim ve denetim kurulu faaliyetleri ibra edilmemiş oldu.
Bilanço ve gelir tablosu ibra edilmemiş oldu.
Yönetim ve denetim kurulları seçimi iptal edildi.
Tahmini bütçe onaylanmamış olduğundan geçersiz oldu.

25 Ekim 2013 Cuma

FESİH DAVASINDA SON RAPOR: ALİ SAİM YAPICI TÜM HAKLARIMIZI HEBA ETMİŞ. TAMAMEN MÜTEAHHİT YARARINA ÇALIŞMIŞ.

SAYIN ÜYELER

Fesih davasında son rapor geldi. Sözleşmeyi feshetmeden dava açmamız gerekiyormuş. Noterden müteahhide gönderilen fesih ihbarnamesi müteahhitten alacağımız tazminatlardan vazgeçmiş olduğumuz anlamına gelirmiş. Bu yöndeki Yargıtay kararını bilmediğini düşünemeyeceğimiz avukatımız Ali Saim Yapıcı'nın müteahhit lehine uygulaması tazminat alacaklarımızı yok etti.

İşte son bilirkişiler raporu:

30 Temmuz 2013 Salı

ALDATMA TOPLANTISINDA ALINAN KARARLARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇILDI


BODRUM 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO             : 2013/538 E

DAVACILAR            : 1- Mehmet Kadri Korkmaz          (49399054676)

                              2- Ayşe Semra korkmaz         

                              3- Nihan Korkmaz                

                              4- Zübeyde Yılmaz          

                              5- Ali Yılmaz                   

                              Türkkuyusu Mah. Turgutreis Mah. Keleş Çıkmazı 6/2  Bodrum


Vekili                      : Av. Mürüvet Yılmaz

                              Külcü Sok. 55 Kat: 1 D: 1  Bodrum


DAVALI                  : S.S.Gümüşlük Burçin Konut Yapı Kooperatifi

                             Gümüşlük, Karakaya Köyü, Samanlık Mevkii  Bodrum

                           Haberleşme ADRESİ: Çankaya 1362 Sok. 18/409 Konak-İZMİR



T.KONUSU              : İyi niyet esaslarına aykırı düzenlenmiş toplantıda alınan kararların iptali istemidir.


AÇIKLAMALAR         :


DAVALILARIN İYİ NİYETLİ OLMADIKLARINI KANITLAYAN BELGE: GÜNDEM


Davalılar  yargılamanın uzun sürmesinden yararlanarak kötü niyetlerini sürdürmektedirler. Yöneticilerin kötü niyetle düzenledikleri genel kurul kararlarının iptali için açılan Bodrum 2. ASH Mahkemesinin 2006/395, 2007/74, 2008/309, ve 2010/270, 2012/498 E davalar hala sonuçlanmamıştır. Yargılamanın uzun sürmesi yöneticilerin keyfi davranışlarını sürdürmelerine neden olmaktadır. Her toplantıda uygulanamaz kararlarla üyeleri aldatmakta, bu toplantıları kendi usulsüzlüklerinin zamanaşımı bakımından değerlendirmektedirler.


2012 yılı faaliyetleriyle ilgili genel kurul toplantısı 30.06.2013 günü yapılmıştır. Düzenlenen gündem maddelerine bakıldığında davalının yetkili yönetim kurulu üyelerinin iyi niyetle hareket etmedikleri açıkça ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki; Ekli (Ek 1) gündemin 11, 12 ve 13. maddeleri 2003 yılı faaliyetleriyle ilgili 2004 yılında yapılmış toplantının gündem maddeleridir. Bu maddelere ilişkin kararların tümü Bodrum 1. ASH Mahkemesinde (2004/496 E davada) görülmüş ve kararların tamamı mahkeme tarafından 2007/173 K sayılı kararla iptal edilmiştir.


Gündemin 11. maddesi şöyle başlamaktadır: “27 Haziran 2004 günlü 2003 yılının genel kurulunda alınan ve bu genel kurul toplantısının Bodrum 1.ASH Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi nedeni ile o genel kurulda alınan kararlar olan ……………”


Bu girişten sonra  11. 12. ve 13 maddeler sıralanmakta ve hukuken yeniden alınamayacak bu kararların yeniden alınmasını istemektedirler. Ayrıca Kanuna karşı hile yapmak anlamına gelen bu gündem maddelerinin görüşülmeye açılması ve kabule zorlanması, mahkeme kararlarına direnmek anlamı taşımaktadır. Bundan başka daha sonra genel kurulun emriyle: taahhüdünü verilen ek sürelere rağmen zamanında yapmaması, inşaatları imar mevzuatına ve projesine aykırı ve ayıplı yapması, yani taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle müteahhitle yapılmış sözleşmenin feshi ve haksız verilmiş gayrimenkullerin geri alınması için, müteahhit aleyhine, Bodrum 3.ASH.2006/160E dava açılmıştır. Bu davanın esası taahhütlerini yapamayan müteahhit firmayla olan sözleşmenin fesh edilmesi ve yaptığı imalatlar karşılığı kendisine ferağı yapılan gayrimenkullerin geri alım davasıdır.


Yöneticiler bu davayı genel kurulun kararı gereği zoraki açmak durumunda kalmışlardır. Ancak açılan davayı gereği gibi takip etmemişlerdir. Açılması gereken tarihten 9 ay sonra,  9/2006 yılında açılan davada haklarımız zamanında aranmadığı için dava halen derdesttir. Öyle ki dava dosyasına müteahhit tarafından sunulan sahte bilirkişi raporuna (ek 2) dahi itiraz etmemişlerdir. İtiraz etmemelerinin nedeni  müteahhit firma  yetkilisiyle yaptıkları menfaat birliğidir. 


2004 yılı genel kurulunda alınan kararları, dava sürerken uygulamaya koymuşlar, müteahhide usulsüz tapu devretmişler ve zimmet suçu işlemişlerdir.


Daha sonra müteahhidin inşaatları ayıplı ve imar mevzuatına aykırı yaptığı ve malzemeyi %40-45 eksik kullandığı ve yöneticilerin de bunlara göz yumduğu bilirkişi raporlarıyla ortaya çıkmıştır.  Suç işlemişlerdir. Haklarında görülen 2 ceza davasında, (Bodrum 1.ASCZ 2005/350E ve Bodrum 2.ASCZ 2004/368 E) sahte bilirkişi raporlarıyla beraat etmişler, ancak itirazımız üzerine temyizde kararlar bozulmuş fakat davalar zamanaşımından düşmüştür.


Fakat daha sonra mükerrer işlenen suçlar nedeniyle haklarında Görevi Kötüye Kullanmaktan yeniden dava açılmıştır. (Bodrum 1.SCZ 2012/558 E) Menfaat birliği yaptıkları müteahhit firma yetkilisi hakkında da TCK 184. maddeden  Bodrum 1. ASCZ Mahkemesinde 2012/824 E dava açılmış ve davalar derdesttir.


30.06.2013 tarihinde yapılan şudur: Bodrum 3.ASH mahkemesinde 2006/160 E davada müteahhit firmadan geri alınmasını dava ettiğimiz geyrimenkulleri, müteahhide yeniden vermek için gündeme madde koymuşlardır. Üyelere karar aldırmışlardır.


Bununla şunu demek istemektedirler. “Bakın, üyeler müteahhit firmaya ferağını yaptığımız bu gayrimenkulleri, müteahhide vermeye, bu gün de razıdırlar”.


Bu üyeleri kandırarak mümkün gibi görünebilir ama mümkün değildir. Çünkü üye kooperatifi zarara sokacak (kendi aleyhine) karar veremez. Butlandır. Yapılmış olan inşaatlar kal’i gereken yapılardır. İki ayrı bilirkişi gurubu iki ayrı raporla durumu tespit etmişlerdir. (Ek 3 ve 4)


Geçersizlik halleri bir genel kural olan 6098 sayılı TBK m. 27 (818 sayılı BK’nun 19-20) maddelerinde düzenlenmiştir.


“Bir GK kararı şekil ve usul bakımından geçerli olmakla beraber, konusu itibariyle BK m. 19 ve 20 hükümlerine aykırı ise, geçersizdir, yani hukuken hiç bir hüküm ifade etmez. Buna göre bir genel kurul kararı konusu bakımından, kamu düzenine, emredici hükümlere, ahlâk ve adaba, kişilik haklarına aykırı veya konusu bakımından imkânsız ise, geçersizdir. Diğer bir ifade ile, bu durumda GK kararı mevcut olmakla beraber, ölü doğmuştur. Belirtmek gerekir ki, yok sayılan karar veya geçersiz (batıl) bir karar arasında hukukî sonuç bakımından hiç bir fark yoktur; hukukî açıdan her ikisinin de baştan itibaren hiç bir etkisi ve hükmü yoktur. Fark sadece teoriktir; yoklukla malûl GK kararı “kurucu unsurları içermemesi” nedeniyle mevcut değildir; geçersiz GK kararı ise, mevcut olmakla birlikte “geçerlilik unsurlarını içermemesinden” dolayı ölü doğmuştur. Bu durumda, yok hükmündeki GK kararlarında olduğu gibi, geçersiz bir GK kararına karşı da, TTK m. 445’deki 3 aylık hak düşürücü süreye tâbi olmaksızın her zaman geçersizliğin tespiti davası açılabilir. Yargıç, GK kararının geçersiz olduğunu re’sen dikkate alır. Bu itibarla, teknik olarak geçersizliğin ileri sürülmesi bir def’i değil, itirazdır.” Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVII, Y.2013, Sa. 1-2


Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E:2002/6199 - K:2003/2461  içtihadına göre: Özet: “3194 Sayılı Yasanın 21. maddesi hükmü gereğince; 26. maddesindeki istisnalar hariç, tüm inşaatların yapımı, yerel yönetimlerin iznine tabidir. Aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca da, ruhsat alınmadan yahut alınan ruhsata aykırı olarak yapılan yapı ve eklentileri, “kaçak” sayıldığından, yasal duruma getirilmesine olanak bulunmaması ya da verilen süre içinde ruhsata uygun hale getirilmemesi durumunda yerel yönetimlerce yıktırılır. Ayrıca, “kaçak yapı” yapılması “imar suçunu” oluşturduğundan İmar Yasasının 42. maddesi gereğince de ceza yaptırımı uygulanır. 2863 Sayılı Yasaya aykırı olarak yapı yapılması da, bu yasanın 65. maddesinde tanımlanan suçu oluşturur. Anılan bu yasa hükümleri, emredici hukuk kuralları olup, kamu düzeni gereği, yargılamanın her aşamasında mahkemece doğrudan gözetilmek gerekir. Bu sebeplerle ve Borçlar Kanununun 19/2 ve 20/2. maddeleri gereğince, yanlar arasındaki sözleşmenin inşaatın 6.katının yapımı ile ilgili kısımları batıldır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca da, davacılar, Borçlar Yasasının 106. maddesine dayanarak batıl sözleşme kısmının ifasını ve buna bağlı gecikme tazminatının ödetilmesini isteyemezler. Açıklanan bu hususlar gözetilmeden; ( C ) Blok ( 6 ) nolu daire için gecikme yani kira tazminatı istemine ilişkin davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi yanlış olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.”


Yukarıdaki makale ve Yargıtay kararı birlikte yorumlandığında görülecektir ki, ruhsat ve eklerine göre yapılmamış binaların yıkılması gerekmektedir. Yıkılması gereken binalar için bir bedel ödenmesini istemek ahlaki değildir. Şu anda verilmemesi gereken bedelin geri alım davası sürerken yapılmış hatayı tekrarlamaya çalışmak ya da yapılmış hatayı hata olmaktan çıkarmak ve bunun için genel kurul üyelerini hataya razı etmek ahlaki değildir. Ahlaka aykırıdır. Ve kötü niyeti ispatlamaktadır. Kooperatifin aleyhinedir. TBK 27.md. göre hükümsüzdür. Karşılıksız olarak kooperatifin mal varlığının eksilmesine neden olacak karar çıkartılmaya çalışılmaktadır. TTK 447. md. göre butlandır.


Kooperatif inşaatlarını yapmak durumunda olan müteahhitle menfaat birliği yapmış olan yönetimin kendilerini cezalardan ve sorumluluktan kurtarmak amacıyla kooperatifi bir kısır döngü içine soktuğu bu durumdan kötü niyetle hazırlanmış gündem maddelerine göre alınmış genel kurul kararlarından ancak ve ancak yöneticilerin kötü niyetli olduğuna kanaat getiren mahkemelerin kararları kurtaracaktır.


Gündemin diğer maddelerini ve alınan kararları incelediğimizde;

7 ve 8. maddelerde; Kooperatifin ne şekilde devam edeceğinin...... diye başlayan gündem maddesi tamamen üyeleri aldatma üzerine kurgulanmıştır. Çünkü Kooperatifin 2006/160 E davası karara bağlanmadan, kooperatifin tek başına arsalar üzerinde tasarrufa kalkması kooperatifi temerrüde düşürmüş olacağından ve davalı yükleniciye karşı sorumlu duruma düşeceğimizden yapılan oylama sonucunda „binaların kat karşılığı anahtar teslimi taamlattırılması 6 ret oyuna karşılık 19 oyla kabul edildi“ şeklinde alınan karar uygulanamaz bir karardır. Ancak yöneticiler bu kararı şubat 2014 te evleri bitireceklerine dair müteaahhit bulduklarını söyleyerek çıkarttılar. Akdin feshi için tek taraflı irade beyanı yeterli olmayıp yargılama gerekir. Akdin feshi için açılan 2006/160E davada yargılama bitmemiştir.


Bir başka aldatmaca bütçede kooperatifin alacakları konusudur. 2003 yılından bu yana talep edilmeyen aidat alacaklarının biriktirilmesi KK aykırıdır. Alacakların 10 ay taksitle tahsil edilmesi şeklinde alınan karar sorumluluk davasından kurtulma amacını taşımaktadır. Bu alacakların tahsili konusunda 10 yıldır bir faaliyet gösterilmemiştir. Kooperatifin borcu olmadığı beyan edilmiştir. 280 bin liraya yakın alacağı olduğu söylenmiştir. Ortalama olarak her üye yaklaşık 5.500.- TL kooperatife borçludur. O halde üyeler yersiz yere borçlandırılmıştır. 10 yıldır üyelerden gereğinden fazla aidat talep edilmiştir. Bu aidat alacakları, bugün üyeyi tehdit eder boyutlara ulaşmış ve üye, çıkarılma tehdidi ile istenen yönde oy potansiyeli haline getirilmiştir. Nitekim 9. maddede alınan karar icra tehdidi şeklindedir.


HUKUKİ KANITLAR            : İlgili Mevzuat,


KANITLAR                            :             Ek  1: 2013 yılı genel kurul toplantısı gündemi,

                                                          Ek  2: Bodrum 1.ASCZ:2005/350 dosyaya sunulan sahte bilirkişi raporu (İnş.bilirkişisi Ekrem Kılıç’ın raporu)

                                                 Ek 3:İnş. bilirkişileri Mehmet Nuri Demir ve arkadaşlarının Bodrum 3. ASH.2006/160 E davaya sundukları bilirkişi raporu.

                                                 Ek 4: İnş. bilirkişisi İ.Siret Bali’nin Bodrum Bodrum 1. SCZ.2012/920 D.İŞ dosyasına sunduğu bilirkişi raporu.

30.06.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı Gündemi, Genel kurul toplantı tutanakları, ekleri, hazirun cetveli, vekaletnameler, alacak listesi ve her türlü delil,

Bodrum 1.ASH.2004/496 E,

Bodrum 1.SCZ. 2012/558 E,

Bodrum 1. ASCZ. 2012/824 E,

Bodrum 1.ASCZ.2005/350 E,

Bodrum 2.ASCZ. 2004/368 E,

Bodrum 3.ASH. 2006/160E dava dosyaları.


SONUÇ VE İSTEM          : Kooperatif yönetim kurulu 2003 yılından bu yana kötü niyetli davranışlarını sürdürmektedir ve Kooperatifler Kanununa aykırı davranmaktadırlar. Bunu 10 yıldan beri müteahhit firma yetkilisiyle yapmış oldukları (başkanın menfaat birliği yaptığı) işbirliğinin oluşturduğu suçları ve sorumluluklarının zaman aşımına taşınması amacıyla yaptıkları tartışmasız hale gelmiştir. Sayısal olarak güçsüz kalan ve mevzuatı bilmeyen üyelerin aldatılması nedeniyle gelinen durumdan genel kurul kararlarının makemelerce iptal edilmesiyle kurtulanacaktır.


DAVANIN kabulü ve giderlerin karşı yana yüklenmesini müvekkillerim adına talep ederim.







Av. Mürüvet Yılmaz

Davacılar vekili

                  

4 Temmuz 2013 Perşembe

BİR GENEL KURUL (ALDATMA) TOPLANTISI DAHA GEÇTİ. TOPLANTI SONRASI DEĞERLENDİRME.

Değeli üyeler
Geçtiğimiz pazar 30.06.2013 tarihinde bir genel kurul toplantısını daha geride bıraktık. Ben artık bu toplatılara aldatma toplantısı adını takım. Bu toplantıdan itibaren bu adı kullanacağım.
 
Bu toplantıda alınan kararlara şöyle bir baktığımızda gene hiç bir şey yapılmayacağı ve Haziran 2014 sonuna kadar bekleyeceğimiz şeklindedir. Ancak bu arada Bodrum 3.ASH Mahkemesinde devam eden fesih davası neticelenirse ne yapacağımızı düşünebiliriz. Benim toplantıda 2014 haziranına kadar fesih davasını bekleyelim teklifim neden kabul edilmedi anlayamadım. Çünkü benim dediğimden farklı bir şey olmayacak.
 
Bu güne kadar yönetim bizleri aldatıyor dediğimde bana kızan arkadaşlarım oldu. Biz aptalmıyız ki aldanalım dediler. Şimdi bu toplantının önümüzdeki günlerde bizlere ne getireceğine bakalım.
 
Gündemin 6. maddesine (dahil) kadar standart kalasik maddeler. Geçelim bu maddeleri. 7. maddeye bakalım.
7- Erol Güneri: "Herkesin ümidi tükenmiş. Üyelerden para toplamak mümkün değil. O zaman işi ya bir müteahhite vereceğiz, ya da arsayı bu günkü haliyle satacağız. Önerim: Bu işin doğru, dürüst, teminat mektubu sunabilecek bir müteahhide anahtar teslimi şartı ile verilmesidir. Bu iznin yönetim kuruluna verilmesini rica ediyorum. Bu güne kadar 4 firma teklif verdi. Tekliflerle ilgileniyoruz."  Erol beyin bu söylediklerinin tümü aldatmaca. Ekip iyi çalışıyor. Göksev bey hiç sesini çıkarmadı. Fikret topu devamlı Erol'a attı. Bu sefer ağırlıklı görev Erol beydeydi. Neden derseniz, Erol'un sözü: 4 firmanın teklifi varmış. Ama teklifleri getirmemişler. Teklifleri bilmeden kendilerine izin vermemizi istiyorlar. Bu kooperatifler kanununa aykırı. İzin versek bile geçersiz. Çünkü neye izin verdiğimizi bilmiyoruz. Aldatmaca devam ediyor. Geçmişe dönük borçlar (oysa bizim borcumuz yok), çalışanların sigorta borçlarının ödenmesi (bizim ssk borcumuz yok), bu müteahht firmalar tarafından kabul edilmektedir. (Hangi fimalar belli değil, teklifleri neler belli değil. Sadece Erol beyin uydurmaları. Uydurmaları diyorum çünkü elde somut bir şey yok.) Dolayısıyla üzerimizdeki mali yüklerden kurtulacağız. Oysa bizim mali yükümüz yok. Yapıları da, yapı denetim firmaları denetleyecek. (Zaten yeni mevzuata göre başka şansımız yok.)
 
Azınlık gurubu olarak biz fesih davasının bitmesini bekleyelim diyoruz. Erol: Biz sözleşmeyi tek taraflı feshettik diyor. Yanlış, mahkeme kararı olmadan fesih söz konusu olmaz. Ama diretiyor. Eskiden öyleydi şimdi böyle diyor. Üyeleri yanıltmaya direniyor. Mualla Hanım Erol'u desteklemek için, Burası büyük şehir olacak, eski inşaat alanı korunacak olursa bu yeni düzenleme ile arsa kayıbı yaşanabilir diyor. Kafadan ortaya ilgisiz bir şey atıyor. Üyelerin kafasını karıştırıyor. Çünkü, ne yapıp edip izni çıkarmak lazım. Neden ? Bilmiyoruz.
 
Azınlık olarak, kooperatif bir müteahhitle anlaşılırsa sorun çıkacağını anlatmaya çalışıyoruz. "Henüz fesih davası bitmedi. Bitmediği için müteahhit gelip inşaatı yeniden yapmak isterse hakkı var. Mahkeme bu hakkını kaldırmadı" dememiz üzerine; Erol endişe ile "dava sonucunun bekleme süreci aleyhimize olabilir. Şu andaki mevcut taliplerin (müteahhitlerin) inşaatları anahtar teslimi yaptırma fırsatını kaybedebiliriz" diyor. Ama bize, taliplerin tekliflerinin ne olduğunu söylemiyor, onlara ne vereceğiz bilmiyoruz. Ne alacağımızı buna karşılık ne vereceğimizi bilmiyoruz. Para mı vereceğiz. Arsa mı vereceğiz, ne kadar arsa vereceğiz. Sözleşme şartları yok. Ancak iş bitmiş gibi (Anlaşma yapılmış gibi) konuşuyor. Yoksa bizim haberimiz olmadan anlaştılar mı? Anlaştılarsa neden anlaşmayı bize okumuyorlar. Yoksa gizli bir şeyler mi yapıyorlar.
 
Nihayet Osman Nuri Aktaş Yönetim Kurulunun önerdiği (ne önerdi?) yeni koşullarda (hangi koşullar?) binaların kat karşılığı anahtar teslimi tamamlattırılmasını oylamaya sundu. 6 ret oyuna karşılık 19 kabul oyu ile kabul edildi. (Ne kabul edildi şimdi.) Bizim anahtar teslimi bir sözleşmemiz var. Şimdi fesih davası derdest. Sözleşme devam ediyor. Sözleşme, davada karar verilinceye kadar geçerli. Şimdi bu aldatmaca değil mi?
 
8. gündem maddesinde de 7. maddede alınan kararlar konusunda yönetime yetki verilmiş. Neye yetki verdik biz? 6 ya karşı 19 oyla. Soru: Bu verdiğimiz yetkiyle yönetim ne yapacak ? Cevap: Bir müteahhitle anlaşacak. Soru: Müteaahhit ne yapacak. Cevap: Sözleşme olmadığı için bilmiyoruz. Soru: Biz ne vereceğiz? Cevap: Sözleşme olmadığı için bilmiyoruz. Ne olduğunu bilmediğimiz şeye tamam dememiz mümkün değildir. Ne olduğunu bilmediğimiz şeye izin ve yetki isteyen yönetim üyeleri aldatmaktadır.
 
Değerli üyeler 
2003 yılından bu yana sadece en yakında olacağını zannettiğiniz menfaatinizi düşündüğünüzden (ev bitsin satıp kurtulayım), en gözde menfaatinizi (evlerinizi sahiplenmek menfatinizi) ihmal ettiniz. Bu sayede sizleri hala kandırmaya devam eden yöneticilere destek verdiniz. Haklarınızı korumakla görevli ama korumayan yöneticileri korudunuz. Bu aldatma toplantısında da aynısı oldu. Şubata kadar herşey bitecek lafına kandınız, olamayacağını görmediniz. Yine sizleri aldatanlara prim verdiniz. Sizleri kandırmak için bizlere iftira atanları, sizlerin haklarını müteahhide yedirmek için sahte belge hazırlayanları korumaya devam ettiniz. Evlerinizin kötü yapılmasına göz yuman bir inşaat mühendisini, bir mimarı, bir elektrik mühendisini korudunuz. Mahkemede, sahte belge hazırladıkları, bizlere iftira attıkları ispatlandı, Bütün bunlar sizleri aldatmak için yapıldı. Bunların sizleri ilgilendirmediğini gördüm. Sizleri ilgilendiren tek şeyin "inşaatlar bitsinde nasıl biterse bitsin" düşüncesi olduğunu üzülerek kabullendim.
 
Değerli üyeler
Gündemin 11, 12 ve 13. maddeleri 2004 yılında sizleri aldatmak üzere düzenlenmiş toplantıda, sizleri aldatarak alınmış genel kurul kararlarının mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine; davanın görülmesi sırasında müteahhide devredilen tapuların geçersiz hale gelmesi  nedeniyle, sizleri aldatanlar suçlu duruma düştüler. Üstelik tapuları devrederken inşaatların nasıl olduğuna bile bakmadılar. Üstelik bu inşaatların kötü olduğunu genel kurulda denetici olarak açıklamamıza rağmen. İnşaatların ayıplı olduğunu bile bile 9090 metre kare arsaya denk gelen tapuları müteahhide devrettiler.   Bu günkü parayla 1.500.000.TL lık arsayı müteahhide verdiler. Hatta mahkemede inşaatların bozuk olmadığını söylediler. Fakat zaman geldi geçti inşaatların kullanılmayacak kadar bozuk olduğu yeni bilirkişi raporlarıyla ortaya çıktı. Şimdi bu gündem maddelerini tekrar sizlerin onayından geçirirlerse bu sorumluluktan kurtulacaklarını sanıyorlar. Tabi sanıyorlar. Bu genel kurul kararlarını sorumluluktan kurtulmak için mahkemeye sunacaklar. Efendim diyecekler "işte gördünüz üyeler bu gün bile bu tapuların müteahhide verilmesine razı, siz de bizi bu sorumluluktan kurtarın" diyecekler. Bu mümkün mü? Değil. Hiç bir üye kendi menfaatinin zıddına bir karar veremez. Koperatifin menfaatine olmayan kararlar geçersizdir. Bu gün bu tapuların devredilmesi kararında kooperatifin bir yararı söz konusu değildir. Bu karar karşılıksız olarak maldan vazgeçmek anlamına gelir ki Kooperatifler kanunun 52. maddesindeki ortakların şahsi yükümlülüklerini arttırma maddesine girer. Sözünu tutamadığı ve inşaatları ayıplı yaptığı için verilen tapuların iptali ve geri alınması için dava açtığımız müteahhide, tekrar tapu vermeyi kabul ediyoruz. Size mantıklı geliyor mu? Ama bizim yönetim her yolu deneyecek. Denesin baklım. Bu kadar gayreti inşaatların yapımında gösterseydi şimdi evlerimizi almış olurduk. 
 
Değerli üyeler
Erol beyin bu aldatma toplantısındaki faaliyeti bana ilginç geldi. Baştan beri yani 2003 yılından buyana iyi niyetli olmayan Osman Nuri Aktaş, Fikret Haytabay ve Ali Saim Yapıcı üçlüsünün eylemlerini temize çıkarmayı üstlenmiş olarak gördüm Erol Güneri'yi. Bu inşaatların bozuk yapılmasının 1. müsebbibi Osman Nuri Aktaş, 2. Müsebbibi ise Ali Saim Yapıcı ve son olarak Fikret Haytabay dır. Vecihi Olut'u saymıyorum bunların içinde. Vecihi Olut'u kullandılar. O'nu bizim gibi aldatarak  kullandılar. Erol bunu neden yapıyor anlamadım. Halbuki kooperatifi selamete çıkarabilirdi. Umutlanmıştım. Tersini yaptı. Bu toplantıda söylediklerinin tümü aldatmaca.
 
Bazı kişiler Vecihi için şunu söylediler bana "Ya şimdi Vecihi abi böyle bir şey yapar mı? Bu yaşında mahkemelerde..." diyerek onun yapmayacağını söylemek istediler. Evet O yapmadı, ama yapanlara alet oldu. Onlar onun yaşını ve kişiliğini kullandıkları zaman O nu düşünmediler. Sadece kendi menfaatlerini düşündüler. Ama Vecihi bunu hiç böyle düşünmedi. Her zaman bana kızdı köpürdü. Ama kendisini ikaz ettiğim günlerde "Ben, bu işe başkoydum" demişti. Bunları düşünmesini istiyorum. Ayrıca Bana iftira atıldığı zamanları da unutmuyorum. Muhasebe ücreti aldığım, Telefonların faturalarını kooperatife gider yazdığım, ve büro kirasına katkı payını aldığım nedeniyle savcılığa suç duyurusu yapanların yaptıkları haksızlıkları bugün düşünmelerini istiyorum.
 
Tabi yine bunların kötü niyetli olduklarını ispatlamak için bu aldatma toplantısında alınan kararların iptali için azınlık üyeler olarak dava açacağımızı biliyorlar.
 
Evet dava açacağız. Size rağmen sizlerin hakkını da arayacağız.
 
Sağlıkla hoş kalın.

Sözleşmenin mahkeme kararı olmadan feshedilemeyeceği konusunda daha önce de YARGITAY kararları sunmuştum. Şimdi aldatıcıların daha iyi anlaşılması için tekrar arz ediyorum.


T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/546

K. 2007/2750

T. 25.4.2007

• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT YAPIMI ( Noterde Düzenleme Şeklinde Yapılan - Akdin Karşı Tarafın Kabulü Olmadığı Sürece Feshedilemeyeceği )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Davacıların Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesini Sürdürme İradelerinin Devam Ettiği - Akdin Tek Taraflı Feshedilemeyeceği )

• SÖZLEŞMENİN FESHİ ( Arsa Payı Karşılığı İnşaat - Karşı Tarafın Kabulü Olmadığı Sürece Feshedilemeyeceği )

818/m. 355

4721/m. 1024, 1025


ÖZET : Sözleşme kat karşılığı inşaat yapımına ilişkin olup, noterde düzenleme şeklinde yapılmıştır. Eser ( istisna ) sözleşmelerinde akdin feshi iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla fesih olanaklı ise de, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri arsa payının devrini içermesi nedeniyle karşı tarafın kabulü yoksa, tek taraflı feshedilemez, feshe hakim karar verir. Bu nedenle mahkemenin davalı yüklenicinin keşide ettiği ihtarla sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğine dair görüşünde isabet bulunmamaktadır. Davacı arsa sahipleri feshi kabul etmediklerini, sözleşme uyarınca kendi edimleri olan parselin yüklenici şirket adına tesciline hazır olduklarını gerek yargılama sırasında gerekse temyiz dilekçesinde açıklamışlardır. Görüldüğü gibi fesih konusunda taraf iradeleri birleşmemiştir. Davalı yüklenici sözleşmenin feshini sağlamak amacıyla dava açtığını veya elinde feshe ilişkin bir yargı kararı bulunduğunu iddia ve ispat edememiştir. O halde noterde düzenleme şeklinde yapılan sözleşmenin yürürlükte olduğunun kabulü gerekir. 
Davacılarla yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde davalının arsa sahibi olarak imzasının bulunduğu ve davalı kooperatifin de yüklenici olduğu dikkate alındığında, davalı ve kooperatif halefi olarak bağımsız bölüm tapusunu edinen diğer davalıların iyiniyetli olduklarından sözedilemez. Bu durumda bağımsız bölümlerin davacılar adına tescili gerekirken tersi yönde karar verilmesi yerinde değildir. 
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili avukat Sefer Gök geldi. Davalı SS Göçoğlu Konut Yapı Kooperatifi ve Yakup Kökten vekili ile davalılar Halil Koç ve Havva Can gelmediler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: 
KARAR : Taraflar arasındaki uyuşmazlık Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı arsa sahipleri vekili temyiz etmiştir. 
Arsa sahibi davacılar ve davalılardan Halil Koç ile davalı yüklenici arasındaki 20.02.1998 tarihli sözleşme kat karşılığı inşaat yapımına ilişkin olup, noterde düzenleme şeklinde yapılmıştır. Davacı arsa sahipleri bu sözleşme uyarınca kendilerine verilmesi gereken 4. normal kattaki 14, 15 ve 16 nolu dairelerin kat irtifakı tesisi sırasında diğer arsa sahibi olan davalı Halil Koç adına kat irtifakının kurulduğunu, davalı Halil'in de 15 nolu daireyi davalı Havva Can'a, 16 nolu daireyi de davalı Yakup Kökten'e 20.02.2003 tarihinde tapudan devrettiğini, davalıların bu dairelerin Halil Koç'a ait olmadığını, davacılara ait olduğunu bilerek kötüniyetle daireleri satın aldıklarını belirterek 14, 15 ve 16 nolu taşınmazların adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. 
Eser ( istisna ) sözleşmelerinde akdin feshi iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla fesih olanaklı ise de, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri arsa payının devrini içermesi nedeniyle Dairemizin yerleşmiş içtihatları gereğince karşı tarafın kabulü yoksa, tek taraflı feshedilemez, feshe hakim karar verir ( 15.H.D. 30.03.1992 gün E.5811 K.1630 sayılı kararı, 10.06.1999 gün 1999/1658 E.-1999/2437 K., Y.K.D. Mart 2000 s-404-405, 21.03.2006 gün 2005/1712 E.-2006/1639 K. Y.K.D. Ekim 2006 s.1634-1635 ). Bu nedenle mahkemenin davalı yüklenicinin keşide ettiği 26.11.2001 tarihli ihtarla sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğine dair görüşünde isabet bulunmamaktadır. 
Davacı arsa sahipleri feshi kabul etmediklerini, sözleşme uyarınca kendi edimleri olan 177 ada 11 parselin yüklenici şirket adına tesciline hazır olduklarını gerek yargılama sırasında gerekse temyiz dilekçesinde açıklamışlardır. Görüldüğü gibi fesih konusunda taraf iradeleri birleşmemiştir. Davalı yüklenici sözleşmenin feshini sağlamak amacıyla dava açtığını veya elinde feshe ilişkin bir yargı kararı bulunduğunu iddia ve ispat edememiştir. O halde noterde düzenleme şeklinde yapılan 20.02.1998 günlü sözleşmenin yürürlükte olduğunun kabulü gerekir. 
Anılan sözleşme hükümleri bir bütün olup, davacı arsa sahiplerine ait 177 ada 11 parselin yükleniciye verilmesi karşılığında, davacılara verilecek bağımsız bölümlerin diğer arsa sahibi Halil Koç'a ait 352 ada 1 parsel üzerine yapılacak binadan verileceği sözleşmede yazılıdır. Aynı şekilde davacılara ait arsa üzerine yapılacak binadaki bağımsız bölümlerde arsa sahibi Halil ile davalı kooperatif arasında paylaşılacaktır. 352 ada 1 parselin maliki davalı Halil Koç ile yüklenici kooperatif arasında daha sonra düzenlenen 08.02.2002 tarihli asıl ve 14.03.2002 tarihli ek sözleşmelerle anılan parsel üzerinde yapılan inşaattaki bağımsız bölümlerin paylaşılması, davacılar ile davalı kooperatif arasında geçerliliğini sürdüren 20.02.1998 tarihli sözleşme gereğince, davalı kooperatifi 352 ada 1 parsel üzerindeki binadan 14, 15 ve 16 nolu bağımsız bölümleri davacılara verme yükümlülüğünden kurtarmaz. 
Dava konusu dairelerden 14 nolu bağımsız bölümün davalı Halil Koç, 15 nolu bağımsız bölümün davalı Havva Can, 16 nolu bağımsız bölümün davalı Yakup Kökten adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı Havva Can 15 nolu bağımsız bölümü kooperatif üyesi olan kocası Hasan Can'ın payı olarak tapuda devralmıştır. Bu durumda dosyadaki 27.04.2002 tarihli Samsun 5. Noterliği'nce düzenlenmiş "Düzenleme Kura Tesbit Tutanağı"da dikkate alındığında, davalılar Havva Can ve Yakup Kökten'in kooperatif ortaklığı nedeniyle bağımsız bölümlerin tapularını edindikleri sonucuna varılmaktadır. Davacılarla yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde davalı Halil Koç'un arsa sahibi olarak imzasının bulunduğu ve davalı kooperatifin de yüklenici olduğu dikkate alındığında, davalı Halil Koç ve kooperatif halefi olarak bağımsız bölüm tapusunu edinen davalılar Yakup Kökten ve Havva Can'ın iyiniyetli olduklarından sözedilemez. 
O halde, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davalı kooperatife vermeyi kabul ettikleri 177 ada 11 parsel numaralı taşınmaz halen davacılar adına kayıtlı ise, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesini sürdürme iradeleri de dikkate alınarak, 177 ada 11 parselin davalı kooperatif adına tescili karşılığı -birlikte ifa suretiyle- kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davacılara verilmesi gereken 352 ada 1 parsel üzerindeki yapının 14, 15 ve 16 nolu bağımsız bölümlerinin dava dilekçesindeki istemleri doğrultusunda davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken, tek taraflı irade beyanı ile ve mahkeme kararı olmaksızın kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilemeyeceği gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın reddedilmesi doğru olmamıştır. 
Mahkemece yapılacak iş, davacılar adına kayıtlı olduğu iddia edilen Alanlı Köyü 177 ada 11 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydı getirilerek, bu taşınmaz davacılar adına tapuda kayıtlı ise birlikte ifa kuralı gereği kooperatif adına tescili ile birlikte dava dilekçesindeki istem doğrultusunda dava konusu Alanlı Köyü 352 ada 1 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki yapının 14, 15 ve 16 numaralı bağımsız bölümlerinin de davalı hakiki şahıslar adına kayıtlı olan tapularının iptal edilerek davacılar adına tapuya kayıt ve tescilinden, şayet 177 ada 11 parsel numaralı taşınmaz davacılar tarafından elden çıkarılmış ve bu nedenle davacılar adına kayıtlı değilse davanın reddedilmesinden ibarettir. 
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, 450,00 YTL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 25.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. 
T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/623

K. 2007/1522

T. 12.3.2007

• SÖZLEŞMENİN FESHİ ( Yüklenicinin Temerrüdü Nedeniyle - Sözleşmenin Geriye Etkili Biçimde Feshine Karar Verildiğinden Davacı Arsa Sahibinin Ancak Menfi Zararlarını Talep Edebileceği )

• YÜKLENİCİNİN TEMERRÜDÜ ( Sözleşmenin Geriye Etkili Biçimde Feshine Karar Verildiğinden Davacı Arsa Sahibinin Ancak Menfi Zararlarını Talep Edebileceği )

• MÜSPET ZARAR ( Sözleşmede Aksine Bir Hüküm de Bulunmadığı Halde Sözleşme Uyarınca Müspet Zarar Kapsamındaki Gecikme Tazminatı Karşılığına Hükmedilmiş Olmasının Doğru Görülmediği )

• GECİKME TAZMİNATI ( Sözleşmede Aksine Bir Hüküm de Bulunmadığı Halde Sözleşme Uyarınca Müspet Zarar Kapsamındaki Gecikme Tazminatı Karşılığına Hükmedilmiş Olmasının Doğru Görülmediği )

818/m.106,108


ÖZET : Davalı yüklenicinin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshi talep edildiği ve mahkemece de temerrüt sabit görülerek sözleşmenin geriye etkili biçimde feshine karar verildiği halde, davacı arsa sahibinin ancak menfi zararlarını talep edebileceği gözetilmeyerek sözleşmede aksine bir hüküm de bulunmadığı halde sözleşme uyarınca müsbet zarar kapsamındaki gecikme tazminatı karşılığına hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. 
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: 
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenicinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 
2- Yanlar arasındaki 24.07.1996 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 5. maddesinde, müteahhidin sözleşmenin imzalanmasından itibaren en geç 3 ay içerisinde inşaatla ilgili temel ruhsatını alacağı ve temel ruhsat tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde kat irtifakını kurarak tapuya tescil ettireceği, temel üstü ruhsat tarihinden itibaren de en geç 15 ay içerisinde inşaatı teslim edeceği kabul edilmiş, inşaat süresinde teslim edilmediği takdirde müteahhidin her geçen ay için arsa sahibine ait bağımsız bölümlerin rayiç kira bedeli üzerinden kira tazminatı ödeyeceği taahhüt edilmiştir. 
Davalı yüklenicinin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshi talep edildiği ve mahkemece de temerrüt sabit görülerek sözleşmenin geriye etkili biçimde feshine karar verildiği halde, davacı arsa sahibinin BK'nun 106. ve 108. madde hükümleri uyarınca ancak menfi zararlarını talep edebileceği gözetilmeyerek sözleşmede aksine bir hüküm de bulunmadığı halde sözleşmenin 5. maddesi uyarınca müsbet zarar kapsamındaki gecikme tazminatı karşılığı 10.554,00 YTL.ya hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. 
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA; ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/2709

K. 2007/3926

T. 11.6.2007

KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNİN FESHİ ( Tarafların Karşılıklı Anlaşmaları Hariç Ancak Mahkeme Kararı İle Mümkün Olması )

• YIKILAN EVİN DEĞERİNİN HESAPLANMASI ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Feshine İlişkin Kararın Kesinleşmesi-Evin Değerinin Bu Tarihteki Serbest Piyasa Rayicine Göre Hesaplanmasının Gerekmesi )

• SERBEST PİYASA RAYİCİ ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Feshine İlişkin Kararın Kesinleşmesi- Yıkılan Evin Değerinin Bu Tarihteki Serbest Piyasa Rayicine Göre Hesaplanmasının Gerekmesi )
818/m.355,358


ÖZET : Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, tarafların karşılıklı anlaşmaları hariç, ancak mahkeme kararı ile mümkündür. Somut olayda, sözleşmenin feshine ilişkin karar, 14.11.2001 tarihinde kesinleştiğine göre, yıkılan evin değeri bu tarihteki serbest piyasa rayicine göre hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, tek taraflı fesih iradesinin karşı tarafa tebliğ edildiği tarihin esas alınması ve ayrıca serbest piyasa rayici yerine Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre değer takdir edilmesi doğru olmamıştır. 
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: 
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacıların ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 
2- Davadaki alacak, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, tarafların karşılıklı anlaşmaları hariç, ancak mahkeme kararı ile mümkündür. Somut olayda, sözleşmenin feshine ilişkin karar, 14.11.2001 tarihinde kesinleştiğine göre, yıkılan evin değeri bu tarihteki serbest piyasa rayicine göre hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, tek taraflı fesih iradesinin karşı tarafa tebliğ edildiği tarihin esas alınması ve ayrıca serbest piyasa rayici yerine Bayındırlık Birim Fiyatlarına göre değer takdir edilmesi doğru olmamıştır. 
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün ( 2. ) bentte açıklanan nedenle davacılar yararına BOZULMASINA, ( 1. ) bent uyarınca davacıların sair temyiz itirazları ile davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, aşağıda yazılı bakiye 240,90 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 11.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/947

K. 2006/1248

T. 6.3.2006

• ESER SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Ruhsat Alınan Parsellerdeki İnşaatlar Kararlaştırılan Süre İçinde Tamamlanmadığı Gibi Bazı Parseller İçin Yasal Bir Engel Bulunmamasına Rağmen Ruhsat Dahi Alınmadığı - İhtara Gerek Olmaksızın Derhal Fesih Hakkı Kullanılabileceği )

• DERHAL / İHTARSIZ ÖNELSİZ FESİH HAKKI ( Ruhsat Alınan Parsellerdeki İnşaatlar Kararlaştırılan Süre İçinde Tamamlanmadığı Gibi Bazı Parseller İçin Yasal Bir Engel Bulunmamasına Rağmen Ruhsat Dahi Alınmaması Nedeniyle Kullanılabileceği )

• RUHSATIN ALINMAMASI ( Ruhsat Alınan Parsellerdeki İnşaatlar Kararlaştırılan Süre İçinde Tamamlanmadığı Gibi Bazı Parseller İçin Yasal Bir Engel Bulunmamasına Rağmen Ruhsat Dahi Alınmadığı - İhtara Gerek Olmaksızın Derhal Fesih Hakkı Kullanılabileceği ) • KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ ( Taraflardan Birinin Temerrüdü Halinde Borcun İfası İçin Uygun Mehil Tayin Edilmesi Gereği - Verilen Mehil İçinde Borç İfa Edilmezse Seçimlik Haklar Kullanılabileceği )

818/m.106,107,355


ÖZET : Davacı arsa sahibi, yüklenicinin temerrüdü nedeniyle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve menfi zarar talebinde bulunmuştur. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaat süresi ruhsat tarihinden itibaren 24 ay olarak kararlaştırılmıştır. Karşılıklı borç doğuran akitlerde taraflardan birinin temerrüdü halinde borcun ifası için uygun mehil tayin edilmelidir. Verilen mehil içinde borç ifa edilmezse seçimlik haklar kullanılabilir. Ancak borcun tayin edilen süre içinde ifa edilmemesi veya borçlunun hal ve vaziyetinden ihtarın tesirsiz kalacağı anlaşılıyorsa bu durumda temerrüt ihtarına gerek yoktur. İhtarsız ve önelsiz olarak derhal fesih hakkı kullanılabilir. 
Somut olayda ruhsat alınan parsellerdeki inşaatlar kararlaştırılan süre içinde tamamlanmadığı gibi bazı parseller için yasal bir engel bulunmamasına rağmen ruhsat dahi alınmamıştır. Bu durumda ihtara gerek olmaksızın derhal fesih hakkı kullanılabilir.  DAVA : Hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kâğıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü: 
KARAR : Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicinin temerrüdü nedeniyle feshi ve menfi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yüklenicinin temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir. 
Nevşehir 1. Noterliğince düzenlenip taraflarca imzalanan 25.06.1999 gün 6523 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 20. maddesi ile inşaat süresi ruhsat tarihinden itibaren 24 ay olarak kararlaştırılmıştır. İlgili Belediye İmar İşleri Müdürlüğü’nün 25.03.2004 günlü yazısına göre sözleşme konusu parsellerden 1 ve 2 parseller için 31.12.1999 tarihinde inşaat ruhsatı alındığı, 6 ve 7 parsellerle ilgili ruhsat alınmadığı anlaşılmış, yargılama sırasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile inşaat seviyelerinin 1 nolu parselde % 40, 2 nolu parselde % 20, 6 nolu parselde % 4, 7 nolu parselde % 0 olduğu saptanmıştır. Buna göre 1 ve 2 nolu parsellerdeki inşaatın 31.12.2001 tarihine kadar tamamlanıp teslim edilmesi gerekirken henüz tamamlanmamış olması, 6 ve 7 nolu parseller için de inşaat ruhsatı alınmasına yasal engel bulunmaması ve dava tarihine kadar dört yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen inşaat ruhsatı alınmamış ve 7 parselde kaçak inşaata başlanmış olması nedeniyle yüklenicinin edimini dava tarihine kadar yerine getirmediği ve temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. 
BK’nun 106. maddesinin 1. fıkrasına göre karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte iki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde, diğeri borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil tayin edip bu mehil zarfında borç ifa edilmemiş bulunduğu takdirde aynı maddenin ikinci fıkrasına göre seçimlik hakkını kullanabilir ise de, derhal fesih başlığını taşıyan BK’nun 107. maddesi uyarınca borcun tayin edilen yer ve zamanda ifa edilmemesi veya borçlunun hal ve vaziyetinden ihtarın tesirsiz olacağının anlaşılması durumunda ayrıca temerrüt ihtarında bulunulmaksızın ve süre verilmeden sözleşmenin feshi ve BK’nun 106. maddesinin ikinci fıkrasındaki seçimlik hakların kullanılması mümkündür. 
Somut olayda ruhsat alınan parsellerdeki inşaatlar kararlaştırılan sürede tamamlanmadığı, diğer parseller için de uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen ruhsat dahi alınmadığından BK’nun 107. maddesindeki süre verilmeksizin ve ihtara gerek olmaksızın fesih koşulları gerçekleştiğinden, davacı arsa sahiplerinin BK. 106 maddesinin ikinci fıkrasında yazılı seçimlik hakları doğmuştur. Davacılar da bu seçimlik haklarını sözleşmenin feshi ve menfi zararın tazmini şeklinde kullanmışlardır. 
Bu durumda yüklenici temerrüdü sabit olduğundan sözleşmenin feshi davasının kabulü, menfi zarar isteminin ise dosya kapsamına göre değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.  SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 06.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.