16 Mayıs 2012 Çarşamba

TOPLANTI SONRASI MEKTUBU


İki bin üç temmuz'undan bu yana.
Hak aradım durmadan
Hepimizin adına.
Hakkımızı yiyenleri ortaya çıkardım.
İnşaatlarımızın ayıplarını ayan ettim.
Göz yumanları teşhir.

Kooperatife beşbin TL aidat borcum varmış.
Herkes buna kızıyor.
Üstelik neden ödemediğimi bildikleri halde.
Ödemediğime kızıyorlar.
Hiç bir şey yapmadan
Aylık alanlara kızmıyorlar.
Üstelik arsalarını aleni
Müteahhide peşkeş çekenlere,
Ayıbı almaya razı olanlara
Kızmıyorlar. Kızamıyorlar.
Seslerini çıkaramıyorlar.

Kooperatife beşbin aidat
Anapara borcum olmuş,
Ne büyük zarar.
Onlara bir zarar vermemişim.
Uyarmışım. Haklı çıkmışım.
Bir e onbir zarardalar.
Üye başı ellibeşbin. 
Dahası da var. Razılar.

Bu davranışın arkasındaki mantığı arıyorum.
İnsan bakkaldan bayat ekmek,
Manavdan çürük domates alır mı?
Manav torbaya çürük elma koysa kızar mı? Kızmaz mı?
Ama çürük evleri alıyor. 
Yalana destek. itiraza köstek,
Yalancıya, sahtekara omuz veriyor.
Bu mantık neye, nereye dayanıyor.

Açılmış davaya "devam etsin" demiyor.
Göz göre göre  hakkından vazgeçiyor.
Yönetim bunlara ballı ekmek mi veriyor?
İktidar sekiz senedir benim borcumu kullanıyor.
Akıllım, aklını benim borcuma takıyor.
Oylamada ayaklarını bile havaya dikiyor.
Seksen sekiz den bu yana hep zamanında ödemiş,
Şimdi kendisi ney miş? kendine soruyor.
Aklına geleni kabullenemiyor.
"Enayi miyim ben
Yirmiüç senedir sömürüdeyim.
İliğim kemiğim kurudu bak."
Kaldır kollarını, nallarını havaya. Bağır
"Sömürün beni, sömürün beni gönlünüzce"
Anlasınlar en alasından arzunu.

Haklı olarak kızgın. Kendisi gibi değilim.
Kendine benzere zaten kızmıyor.
Sürüde bir parçayız hepimiz,
Neden ayrı olayım ki ben.
Düşüncesi bu. Sömürülmeliyiz birlikte.
"Sömürülenlerden değilsen, benden değilsin.
Ben karşı çıkamıyorsam sömürüye,
Sende çıkma.  Haddine mi benden iyi olmak."

Birileri gazı verdiler.
"Evlerimiz ikiyüzelli bin eder."
Bu gazla bir yıl daha gider.
Yüz elli isterim dediğimde güldüler.
İkiyüzelli hayaliyle verdiler beyinlerini emanet.
Düşünemez oldular aniden.
Ellibine satan var, alan yok.
Neden alsınlar, yıkılacak evler.
Oh. O zaman bu evleri
Kurtarmak lazım yıkılmadan,
İstinat duvarı çekelim,
Ayda üçyüz üçyüz ödeyelim.
Evleri kurtaramasak da,
Kurtarırız yönetimi, denetimi,
Ama müteahhit en mühimi.

Müteahhiti kurtaralım ki ötmesin.
Kimlere ne verdiğini demesin.
Bak şimdi aklıma geldi.
Bunun ustası bunun eskisiydi.
Yüz devremülk pazarlığı vardı.
Bunun sermayesi de devremülk.
Alinin külahı veliye, velinin külahı aliye
Meraklansak biraz.
Nerede ne zaman kime.
Ne verdi acaba diye.

Neden böyle meraklandım biliyormusun.
Yırtındılar tapu verelim diye,
Genel kurul düzenlediler.
Karar çıkardılar yalanla, dolanla,
Sahtekarlık bile yaptılar,
Yalancı tanıklık dahi yaptılar,
İftira da attılar, dava açtılar.
Akla gelmedik canbazlıklar yaptılar.
Sonunda işin içinden çıktılar.
İnanılmaz bilirkişi raporları gördük,
Hakimler savcılar bilerek yediler
Bilirkişi raporları dediler,
Aklıyor bunları napalım.
Hadi bizde aklayalım.
Nasıl olsa zamanı geçirdik.
Gelinceye kadar temizden
Düşer rafa nasıl olsa.
Beş - yedi yıldan.

2003 toplantısı öncesi,
Yapamaz dediler hakemler
Beş kişiydiler.
İmzaladılar verdiler raporu.
İmzaladı aldı raporu müteahhit,
Dedi işim bitti benim,
Yapacak birşey kalmadı.
Şukadar zamandır yapamadım
Alnımın akıyla çıkamadım.
Demişti amma.
Sigara parasına uşak
Devreye girdi çabucak.

(Devamı sonra)