26 Temmuz 2010 Pazartesi

SAYIN ÜYELER İMAR AFFINA KADAR EVLERDEN UMUDUNUZU KESİN. İMAR AFFI ÇIKARSA !


S.S.GÜMÜŞLÜK BURÇİN KONUT YAPI KOOPERATİFİNİN SAYIN ÜYELERİ.

20.06.2010 tarihinde yapılan toplantıya kadar sizlerden umudum vardı. En azından tapuların devredilmesi hepimiz için bir umuttu. Tapuların devredilmesini sizlerinde isteyeceğini düşünmüştüm. Sorumluluk davalarının açılması konusunda umutlu değildim. Ancak hepsini reddettiniz.

Şimdi sizlere şunu söylüyorum. İmar affına kadar bu evlerde oturmayı hayal dahi etmeyiniz. Çünkü Osman ve ekibi Ali saim Yapıcı'yla birlikte sizlere öyle bir kazık attı ki  bu evlerin iskan izni alması artık mümkün değil. Çünkü bu evler imar kanununa aykırı, projelerindeki ölçülerine uygun yapılmamış ve bozuk betonlu.

Bu güne kadar bu konular üzerinde durmamaya özellikle dikkat ediyordum. Fakat 20.06.2010 tarihinden bu yana artık sizlere verdiğim mektup paralarına dahi üzüldüm. Adamlar sizlere ne yapsalar yanlarına kalıyor. Bende kalsın o zaman diyorum bundan sonra.

Geçmiş dönemlerde yöneticilik yapmış kişiler hakkında Osman, Vecihi, Fikret, A.Saim, Burhan hakkında sorumluluk davasını açmış bulunuyoruz.

Bu dava sırasında ne olacak.
1-Evlerin bozuk betonla yapıldığı ortaya çıkacak,
2-Kiriş ve kolonların eninin 25 cm yerine 20 cm yapıldığı ortaya çıkacak,
Bilirkişi raporuyla binaların bir çok eksiği oraya çıkacak ama  en önemlisi bu iki madde. Bu maddeler deprem yönetmeliğine ve imar kanununa aykırı. TCK 184 maddeye göre bunlar düzeltilmeden Kooperatifin iskan ruhsatı alması imkansız. Bunları iflas ettiğini söylediğiniz müteahhit tekrar mı yapacak? Bunun için binaların yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor.

Sizlerden toplantıda ne istendi. Ayda 300-500 TL ödeyelim de evlerimizi bitirelim dediler. Nasıl ruhsat alacaklardı?  Evler için bilirkişi raporu alınırken bilirkişilere "imara aykırı taraflarını görme" diyeceklerdi. İşte şu eksikleri var onları yaz diyeceklerdi. Daha önce yaptıkları gibi. İskan ruhsatı alabilecek şekilde bilirkişi raporu alacaklardı. Ama şimdi öyle alamayacaklar. 300-500 toplayıp evlerin eksiklerini bitirseler bile oturma izni alamayacaklar. Geçmiş ola.

Ben evlerden vazgeçtim artık. İmar kanunu 184 maddeye bir af gelmeden evlerin kullanma açılacağını sanmayın.  Aidat ödeyen veya biz ödedik siz de ödeyin diyen üyelerimize de ayrıca duyurulur. Savunduğunuz yöneticileriniz sizleri müteahhit yararına kandırırken sizlerin aidatlarını maaş diye aldılar. Aidatlarla sizleri aldatan avukata para ödediler. Bilirkişilre müteahhit yararına rapor yazmaları için para verdiler.

Benim de sahtekarlarla mücadele ederken ödemediğim aidatlar için kin güttünüz. "Biz ödedik sende öde" dediniz. Kendim için mücadele ederken sizler içinde mücadele ettiğim halde. Sizin ödediğiniz aidatların misli kadar mehkeme masrafı yaptım ben. Sizler içinde mücadele ettiğim için bana kızdınız. Neden kızdınız. Belki inşaatlarımız biter de satarız diye hepiniz umut içindeydiniz. Halbuki bu müteahhidin bu inşaatları şöyle veya böyle yapamayacağını Osman biliyordu. Başkanlığım zamanında oluşturduğum hakem heyeti içinde Osman vardı. Raporda "bu müteahhit bu işi yapamaz" diye yazılanın altına imza atmıştı.

Ama sizin hiç bir şeye layık olmadığınızı anlamış bulunuyorum. Benim için biraz geç oldu ama zararın neresinden dönersem kar. Artık azınlık olarak bizlere zarar veren yönetim kurulu üyelerinden zararlarımızı maddi manevi tazmin etme yoluna gideceğiz. Ama şunu da söyleyeyim sorumluluk davasını kazanırsam ki kazanacağım (bu kadar ayıbı ortadan yok etmeleri mümkün değil) sayemizde sizler de kazanacaksınız.

Ama evleri uzun bir zaman unutun. Artık toplantılara gelmenize de gerek yok. Sizleri toplantıya çağırırken tüm üyeler için bir şeyler yapmayı düşündüğümdendi. Sizlerin zaten bu evlere ihtiyacınız yok. Bu nedenle uzun bir zaman unutun. Sizler aidat ödemeye devam edin. Yönetim kurulu bir şey görmeyen denetim kurulu üyeleri maaş alsınlar. Hoşçakalın Gümüşlük Burçin Konut Yapı Kooperatifinin çoğunluk üyeleri.

YÖNETİM KURULLARI ALEYHİNE SORUMLULUK DAVALARI AÇILDI.


Bildiğiniz gibi son genel kurul toplantısında tapuların her üyeye devri ile, yöneticilerin geçmişte kooperatife verdikleri zararlar nedeniyle haklarında sorumluluk davası açılması için gündeme madde ilavesi yaptırmış fakat netice alamamıştık. Her ne kadar netice alamamış olsak ta bu bize yöneticiler hakkında sorumluluk davası açma hakkını verdi. Biz de bu hakkımızı kullandık. Fakat bu hak tabiki yalnız bize tanınmış bir hak değil. Yöneticilerin kendilerine zarar verdiğini düşünen üyeler varsa bu davaya katılabilirler. Ama nerede öyle üye. Hakkını arayan.

Adamlar inşaatı bozuk yaptırıyor.Yönetim görmüyor. Neden?
Tapuları devrederken ipotek alınmıyor. Neden?
İnşaatlar İmar Kanununa ve projeye aykırı yapılıyor. Yönetim görmüyor. Neden?
Fesih davası 17 ay sonra açılıyor. Neden?
Bilirkişi paraları heba ediliyor. Neden?
Dava kasten uzatılıyor.Neden?

Üyeler hala ses vermiyor neden?

Ama biz hakkımızı arıyoruz.


BODRUM NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNE




DAVACILAR : 1-Mehmet Kadri Korkmaz

2- Ayşe Semra korkmaz

3- Nihan Korkmaz

4- Zübeyde Yılmaz

5- Ali Yılmaz

 Bodrum



VEKİLİ : Mürüvet Yılmaz

Külcü Sok. 55 Kat: 1/ No:1 48400 Bodrum



DAVALILAR : S.S.GÜMÜŞLÜK BURÇİN KONUT YAPI KOOPERATİFİ

YÖNETİM KURULU

Adres:Gümüşlük, Karakaya Köyü, Samanlık Mevkii BODRUM

Yazışma Adresi: Bitez, Köyiçi 37/7 Bodrum

29.06.2003 – 14.06.2008 Tarihleri arasında görevli yönetim kurulu üyeleri (Osman Nuri Aktaş, Vecihi Olut, Fikret Haytabay )

14.06.2008 – 24.06.2009 Tarihleri arasında görevli yönetim kurulu üyeleri ( Ali Saim Yapıcı, Vecihi Olut, Burhanettin Türel )

T.KONUSU : Kooperatifi basiretli iş adamı gibi yönetmeyen yöneticilerin kooperatife verdikleri zararın tespit edilerek zararın tazmini talebidir.

AÇIKLAMALAR : 1- Yukarıda adı yazılı davalılar 29.06.2003 tarihinden 24.06.2009 tarihine kadar müvekillerimin ortağı olduğu S.S.GÜMÜŞLÜK BURÇİN KONUT YAPI KOOPERATİFİ’NİN yönetim kurulu üyeliğini yapmışlardır.

2- Görevli oldıkları süreler içinde kooperartifi basiretli iş adamı gibi yönetmeleri gerekirken, aksine kooperatifi zarara sokan eylemlerde bulunmuşlar ve kooperatif genel kurulunun kararlarını zamanında uygulamaya sokmayarak kooperatifi bilinçli şekilde kaos içine sürüklemişlerdir.

3- Bu eylemlerinden dolayı kooperatif ve üyeleri dolayısıyla azınlık üyeleri oluşturan müvekkillerim büyük zarar görmüşlerdir.

Zarar verici bu eylemleri sıralayacak olursak:

3.1- Göreve geldikleri 29.06.2003 toplantısından sonra kooperatifin nşaatlarını yapmakta olan
müteahhit firmaya tapu devirleri sırasında devredilen tapular üzerine ipotek koymamışlardır. Bu nedenle müteahhit firma son derece rahat bir konuma girmiş verilen tapuları değerlendirirken taahhütlerini yapmak için başka tavizler ister duruma gelmiştir.

3.2- Müteahhit firma yapmakta olduğu konutlarımızı deprem yönetmeliğine ve imar planına aykırı yapmalarına rağmen müteahhide müdahale edilmemiş, Denetici Mehmet Kadri Korkmaz ve Kadir Zünbülcan’ın geyretleri üzerine olay açığa çıkarılmış bazı binaların yıkılıp yeniden yapılması sağlanmış, yöneticilerimiz müteahhit konusunda herhangi bir hukuki girişimde bulunmamışlardır.

3.3 - Nitekim 27.06.2004 tarihinde yapılan toplantıda gündemde olmamasına rağmen toplatıda tapu devirleri konuşulmuş ve üyeler adatılarak tapu devredilmesi kararı çıkartılmıştır. (Bu toplantıda alınan kararlar mehkeme kararıyla iptal edilmiştir.) Ancak müteahhide tapu deveredilmiştir.

3.4- Müteahhide buna rağmen olağanüstü toplantı ile tapu devri kararı çıkarttırmışlar ve tapu
devretmişlerdir. Tüm tapu devirleri teminat alınmadan (ipotek almadan ) devredilmiştir.

3.5- Daha sonra genel kurul müteahhitle sözleşmenin feshi konusunda karar vermesine rağmen , fesih davası 17 ay sonra açılmış ve müteahhide genel kurulun kararına aykırı olarak süre vermeye devam etmişlerdir.

3.6- Açılan dava gerektiği gibi takip edilmemiştir. Dava sürecinde taleplerimiz kooperatif aleyhine olarak gelişmiş ve kooperatif yönetim kuruluları ve avukatı davayı gerektiği gibi takip etmemişler savsamışlardır. Görevlerini kötüye kullanmışlardır.

3.7- Kooperatifin alacaklarını takip etmemişler, inşaatlarımızı menfatleri doğrultusunda yapan müteahhitten kurtulmak için gerçek bir çaba göstermedikleri gibi hukuki olarak haklarımızı koruyacak eylemlerden de kaçınmışlar, hatta müteahhidi koruyan eylemlerde bulunmuşlardır.

4- Yargıtay kararları doğrultusunda, 20.06.2010 tarihinde yapılan genel kurulda, davalılar hakkında sorumluluk davası açılması talebinde bulunduk. Genel kurul tarafından kabul görmedi. Bu davayı azınlık olarak açmak durumunda kaldık.

5- Davalıların görevlerini ihmalleri nedeniyle kooperatif değer kaybetmiş, evlerimiz bozuk ve kullanılmaz hale gelmiştir. Yapılanlar imar kanununa ve projesine aykırı yapılmıştır. Yönetimler buna göz yummuşlardır. Neden göz yummuşlar ve neden kooperatifimize karşı yanlış yapan müteahhidi korumuşlar ve kollamışlardır.?

HUKUKİ NEDENLER : KK. TTK. TMK BK VE İLGİLİ MEVZUAT

KANITLAR : 1.ASH. 2004/496E, 2005/281E, 2.ASH.2006/395E, 2007/74E,

2008/309E, 2.ASCZ. 2004/368E, 2005/254E, 1.ASCZ.2005/350E, 3. ASH. 2006/160E, Genel kurul tutanakları ve ekleri karar defterleri, gider faturaları, gelen giden evrak defteri ve evraklar. Tapu devir
evrakları.

SONUÇ VE İSTEM : Görevli oldukları dönemlerde görevlerini kötüye kullanarak kooperatifin zarar etmesine neden olan yöneticilerin kooperatife verdikleri zararın tespit edilerek faiziyle beraber davalılardan tazmin edilmesini arz ve talep ediyoruz.


26.07.2010
Av.Mürüvet Yılmaz

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Kooperatiften aldığım muhasebe ücreti nedeniyle açılan davaya devam edildi

BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO : 2010/335 E

DAVALI : MEHMET KADRİ KORKMAZ

VEKİLİ : MÜRÜVET YILMAZ  Külcü Sok 55 Bodrum

DAVACI : S.S.GÜMÜŞLÜK BURÇİN KONUT YAPI KOOPERATİFİ

VEKİLİ : AV. MİNE TAŞDEMİR 853 Sok. Çakıroğlu İşhanı Kat: 3 /305 Konak / İzmir

T. KONUSU : Davanın zamanaşımı nedeniyle düşmüş olduğunun nedenleriyle arz edilmesi dileğidir.

12/07/2010 tarihli duruşmada zamanaşımı konusundaki talebimizin verilen ara karalara göre dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.

Dava zaman aşımı nedeniyle düşmüştür. Kooperatifler kanunun 98. maddesi yollamasıyla Türk Ticaret Kanununun 309/4 Maddesi: “Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur.” Şeklindedir ve amir hükümdür.

Dava 14.10.2005 tarihinde açılmıştır. Dava konusu aldığım son muhasebe ücretinin tarihi 30.06.2003 olduğu kabul edilse bile yönetim kurulu olarak duruma vakıf olduktan 2 yıl 3 ay 14 gün sonra açılmıştır. Diyelim ki yönetim kurulunun ihmali oldu ve 3 ay 14 gün gecikti. Gene 2 yıl sonra açılmıştır.

Bu güne kadar bu talepte bulunmayışımın nedeni 27 Haziran 2003 tarihinden bu yana çeşitli tertiplerle aldatılan ve ve şahsıma karşı kışkırtılan üyelerin gerçekleri öğreninceye kadar mücadele etmek, sahtecilere ve görevlerini kötüye kullanan yönetim kurulu üyelerine karşı direnmekti. Ama artık vazgeçtim.

Maalesef 27.06.2003 tarihinde üyeleri aldatmak üzere yönetime gelen ve Osman Nuri Aktaş Başkanlığındaki yönetimin İnşaatlarımızı yapmak için taahhütte bulunan fakat taahhüdünü yapamayan müteahhitle menfaat birliği içine girdiğinin karinelerinden biri “açtığın davadan vazgeçmezsen biz de senin için dava açacağız ve seni zimmet suçuyla suçlayacağız, süründüreceğiz” tehdidi üzerine açılan bu ve benzeri davalardır. Bu tehdit üzerine açılan davalar 3. ASCZ.2005/880 E, 1.ASH.2005/611E (2010/103E), 2005/131E(2010/64E) dosyalar ile eşim, kızım ve benim kooperatiften haksız olarak çıkarılmamız ve sahtecilik yaptığımız şeklindeki şikayetleridir.

Bunları yaparken “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözünü biliyorlardı. Ama menfaat birliği yaptıkları müteahhitin inşaatları bitirmesiyle bu problemlerin de biteceğini umuyorlardı. Fakat müteahhit taahhüdünü her türlü yardımlarına rağmen bitiremedi.

Nihayet yalancının mumu yatsıya kadar yandı. Eşim Kızım ve ben çıkarılma kararlarını iptal ettirdik. Ceza davası beratla sonuçlandı. Sahtecilikle suçlamaları da şu anda Kanun Yararına Bozma talebiyle bakanlığa gönderilmiş durumda.

1.ASH.2005/611 E (2010/103E) , 2005/131 E (2010/64E) davaların da nihayet lehime biteceğini umuyorum.

Nedenine gelince: Bu davayı açan yönetim kurulu üyeleri Kooperatif yönetim kurulu başkanlığını yaparken muhasebeci olarak yaptığım hizmetler karşılığında muhasebeci ücreti, Kooperatif dükkanımı kullandığı için kiraya katkı payı aldığımı, ve büromun telefonunu kooperatif işinde kullandığımız için telefon masrafının faturasıyla birlikte kooperatife yazıldığını biliyorlardı. Bu organizasyonu da OSMAN NURİ AKTAŞ yapmıştı.

Şöyleki: 1994 yılında Kooperatif genel kurulu hesap tetkik koisyonu kurulmasını karara bağlamış. O zaman Osman Nuri Aktaş Kooperatifi idare ediyor ama karısı yönetimde. Karısının yerine kendisi yönetiyor. Hesap tetkik komisyonuna sunulacak raporu hazırlamam için bana iş verdiler.(1995 Nisan) Raporu hazırladım. Sonra Kooperatife bir büro kiraladılar. Telefon almadılar. Bana tasarruf olsun düşüncesiyle az maaş vermek için büroyu muhasebe bürosu olarak kullanabileceğimi söylediler. Bende muhasebe bürosunu açmış oldum ve artık maaş yerine serbest meslek makbuzu kesmeye başladım. (96 Nisan) Kendime telefon aldım.

97 başında ise “sen kendi büronu aç, kooperatif sana kira versin” dediler. Ben de peki dedim. 97 ortalarında tesadüfen kooperatif ortağı oldum. Osman Nuri Aktaş bu tasarrufuma ters tepki verdi.


İTİRAZIMIZIN ESASINA GELİNCE:

Kooperatif yönetim kurulu davayı açarken iddialarının tümünü önceden biliyorlardı. TTK 309 maddesinin şart koştuğu zarar verici olayı öğrendikleri günden itibaren 2 sene içinde dava etmeleri gerekiyordu. Açmadılar. Oysa her sene genel kurulda üyeler bilgilendiriliyordu. Şöyle ki

1997 yılı genel kurul toplantısı 07.02.1998 de yapıldı. Divan Başkanlığını Osman Nuri Aktaş, katip üyeliği Vecihi Olut yaptı.

Tahmini bütçeyi yönetim kurulu üyelerinin talimatı ve talebi üzerine ben yapmıştım. Tahmini bütçede Kira giderleri 240 milyon, haberleşme giderleri 100 milyon, muhasebe giderleri 960 milyon olarak ayrılmıştı.

Seçimler yapıldı,

Yönetim kurulu üyeliğine 1- Burhanettin Türel (Muhasip üye) 2- Vecihi Olut (2. Başkan) 3 – Mehmet Kadri Korkmaz (Başkan) seçildiler

Bu toplantıda muhasebeci olarak yönetime seçilen birisinin muhasebe ücreti alıp alamayacağı konuşuldu. Benimde fikrimi sordular. Ben “olabilir” dedim. O zaman olsun dediler. Tanıklar: Hüdaver Küçük, Hüma Kaplan, Kadir Zünbülcan. Osman Nuri Aktaş divan başkanı olarak tahmini bütçeyi oya sundu oybirliğiyle kabul edildi. Vecihi olut bunları yazdı. (07.02.1998 tarihli genel kurul tutanakları ve hazirun cetveli)

Bu bütçenin nasıl harcanacağından kesinlikle bütün üyelerin haberleri vardı.

1998 yılı genel kurulu 27.06.1999 tarihinde yapıldı. Divan Başkanlığını Ali Saim Yapıcı Katipliği Osman Nuri Aktaş yaptı. Yönetim değişmedi. 1999 yılı Bütçesinde muhasebeye 1.920.000.000.- TL haberleşmeye 200 milyon ayrılmış olduğu görüldü. (27.06.1999 tarihli genel kurul tutanakları ve hazirun cetveli)

Bu bütçenin nasıl harcanacağından kesinlikle bütün üyelerin haberleri vardı.

2000 yılı toplantısı 30.06.2001 de yapıldı. Divan Başkanlığını Osman Nuri Aktaş, Katipliği O. Mithat Olut (Vecihi Olut’un oğlu) yaptı, Yönetim değişmedi. Tahmini bütçede Muhasebeye 1.700.000.000.TL, Kiraya 1.200.000.000.-TL, Haberleşmeye 900 milyon ayrılmıştı. Bilançoda 99 bütçesinin aşılmadığı görüldü. (27.06.1999 tarihli genel kurul tutanakları ve hazirun cetveli) yönetim, bilanço ve gelir gider tabloları ibra edildi. İtiraz eden tutanağa şerh koyan olmadı.

Bu bütçenin nasıl harcanacağından kesinlikle bütün üyelerin haberleri vardı.

2001 yılı toplantısı 23.06.2002 de yapıldı. Divan başkanlığını Said Denizaslanı, Katipliği Kadir Zünbülcan yaptı. 2002 tahmini bütçesinde muhasebe giderlerine 2.000.000.000.TL Haberleşmeye 1.200.000.000.TL Kira gideri olarak 1.800.000.000.- ayrılmıştı. Bilançoda bütçenin aşılmadığı görüldü. (27.06.1999 tarihli genel kurul tutanakları ve hazirun cetveli) yönetim, bilanço ve gelir gider tabloları ibra edildi. İtiraz eden tutanağa şerh koyan olmadı.

Bu bütçenin nasıl harcanacağından kesinlikle bütün üyelerin haberleri vardı.

2002 yılı toplantısı 29.06.2003 tarihinde yapıldı. Divan başkanlığını Ali Saim Yapıcı katipliği M.Salih Argunhan yaptı. Yönetim ve denetim kurulu seçimleri yapıldı. Yönetime Osman Nuri Aktaş, Vecihi Olut, Fikret Haytabay denetime, Mehmet Salih Argunhan Mehmet Kadri Korkmaz seçildiler. 2002 bütçesinin aşılmadığı görüldü. 2003 tahmini bütçesinde muhasebe ücretine…………TL haberleşme giderlerine ………….TL Kira giderlerine ……….TL ayrıldığı görüldü.

Bu bütçenin nasıl harcanacağından kesinlikle bütün üyelerin haberleri vardı.

Ben denetici seçildiğim için kooperatifin muhasebe işlerini bıraktım.

Yukarıdaki açıklamalara Yargıtay kararları ışığında baktığımızda; 1163 sayılı yasanın 98. maddesi yollamasıyla TTK.nun 309. maddesi hükmü uygulanır. Bu durum karşısında mahkemece, davacı kooperatif yetkililerinin eski yönetim kurulu üyesi olan davalının işleminden kaynaklanan zararı tam olarak hangi tarihte öğrendikleri tespit edilerek, bu tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden beş yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı gözetilmeden, 11. Hukuk Dairesi 2001/10123 E., 2002/2564 K.

Bütün bu işlemler yani muhasebe ücreti, kiraya katkı ve haberleşme masrafları kooperatifin tasarruf içinde olması için yapılan eylemlerdi ve bu eylemleri başta Osman Nuri Aktaş, Vecihi Olut, Ali Saim Yapıcı, Hüma Kaplan, Hüdaver Küçük, Mehmet Kadri Korkmaz, Kadir Zünbülcan ve tüm üyelerin birlikte verilmiş oldukları karardır. Her genel kurulda tüm giderler bütçelerle üyelere sunulmuş ve bütçeler aşılmamış ve üyeler bilgilendirilmiştir.

Bugün dava açarak kooperatife zarar verici olay olarak gördükleri eylemleri o gün kooperatifin kazancı olarak görmekteydiler. Olayları günü gününe yaşadılar. Zarar verici olayı bilerek yaşadılar. Zarar verenleri de biliyorlardı. O halde zamanın yönetim kurulu üyeleri hakkında her genel kurul toplantısından sonra 2 sene geçmeden zarar verici olay için dava açmaları gerekiyordu. Bunun için genel kuruldan onay almaları zorunluydu.

Her sene zarar verici olayı ve sorumlularını bildikleri halde 2 sene içinde dava açmamış olmaları nedeniyle zararı istemek hakkı 2 senelik zamanaşımı nedeniyle düşmüştür.

Bütün bu olanları yapmış olduğum bir hata veya kooperatife zarar verme şeklinde düşünmüyorum. Nitekim Bodrum 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/880 E davasında Ankara’ya Bilirkişilere gönderilen dosyanın incelenmesi sonucunda Emekli Sayıştay denetçileri; Nuray Demirkan, Salih Talu, Erdoğan Adıgüzel yapılan işlemlerde kanuna aykırı herhangi bir işlem ya da kooperatife zarar veren işlem olmadığı kanatiyle rapor düzenlemişlerdir. (Ek Bilirkişi raporu) Benim kooperatife yardım ettiğimi tespit etmişlerdir.

Dava yönetim kurulunun kötü niyetinin açığa çıkmasıdır. Bu davaları halen kendi yaptıkları kanuna aykırı uygulamalar ile müteahhitle yaptıkları menfaat birliğini gizleme çabalarıdır. Bunda da başarılı olmuşlardır. Üyeler hala ne olduğunu anlayamamışlardır.

Maalesef üyeleri aldatma çabası halen devam etmektedir. Bunun en son örneği 20.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısı sürecidir.

Bu süreç 30.12.2009 tarihinde tarafımdan gündeme koyulmasını istediğimiz maddeleri noter kanalıyla bildirerek toplantı istememizle başladı. Yönetim bu isteğimize toplantının baharda yapılacağını bildirdi.

Toplantı 20.06.2010 tarihine planlandı. Gündeme baktığımızda ilavesini istediğimiz konuların gündeme konmadığını görüyoruz. (KK 46/2) (ek gündem)



Aksine gündemde 2003 yılı toplantısını iptal eden mahkeme kararlarına karşı direnme ve genel kurul üyelerini kullanma eylemi içinde olduklarını görüyoruz. (Gündem Madde 7)

Yönetim ve denetim kurulu başkanlarının haklarında sahtecilikten dava açıldığı halde yeniden seçileceklerse genel kurula haklarında dava açıldığını gösteren gündem maddesi konmadığını görüyoruz. (KK 56/3) (Ama kendilerini yeniden seçtiriyorlar)

İnşaatlarla ilgili gündem maddelerinin sadece aldatmaca ve genel kurulu germek üzere kurgulanmış olduğunu görüyoruz. Bu maddelerin ortamı germesinden sonra Kadri Korkmaz hakkında açılan davalar hakkında tartışma açılması gerekirken Kooperatifler Kanununu bilmeyen ortakları gündemdeki yanıltıcı ifadeyle deneticilere yetki veriyorlarmış gibi düşündürerek onay almak üzere tertip düzenlemek. Olayın gerçeğini üyelerin öğrenmelerine imkan vermeden ve konunun kahramanından savunma almadan genel kuruldan istedikleri yönde kararı yazmışlardır.

Mahkemenin bu gündem maddesindeki aldatmacayı görerek davayı reddetmesi gerekir. Çünkü maddenin yazılış şekli tamamen aldatma üzerine kuruludur. Madde “Ortaklardan M.Kadri Korkmaz için açılmış ve devam eden davalar nedeniyle açılmış bulunan davanın takibi için denetim kurulu üyelerine yetki verilmesi” şeklindendir. Bu ifade tamamen aldatmacadır. Denetim kurulu üyeleri zaten yetkilidirler. Oysa Madde metni “Ortaklardan Mehmet Kadri Korkmaz’ın yönetim kurulu başkanlığı sırasında kooperatiften aldığı muhasebe ücreti, kira ve telefon ücretlerinin tazmini için açılan davaların sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda karar alınması” şeklinde olmalıydı. Sahtecilikten sanık Osman Nuri Aktaş olayı üyelere açıklama imkanı da vermemiştir.

Bu dava öncelikle müteahitle işbirliği yapan 29.06.2003 tarihinde yönetime seçilmiş Osman Nuri Aktaş, Vecihi Olut, Fikret Haytabay’ın inşaatların kötü yapıldığını ve görevlerini kötüye kullandıklarını şiayetim ve genel kurul toplantısını iptal ettirmek üzere dava açmam üzerine nispet olsun diye açılmıştır. Kooperatifin avukatlığını yapan ve aynı zamanda ortağımız Av. Ali Saim Yapıcı’nın da bu guruba dahil olduğu iptal davasındaki savunmaları sırasında ortaya çıkmıştır. Davanın seyrine baktığımızda yapılan savunmaların kooperatifin lehine olmadığı açıkça görülmektedir.

Bu tertipleriyle iki şekilde fayda elde etmişlerdir. 1- Beni maddi ve manevi bakımlardan yormak,
2- Üyeler nezdinde hakkımda şüphe yaratmak.

Yapmadığımı bildikleri halde hakkımda şikayette bulunarak beni üyeler nezdinde küçük düşürmüşlerdir.


Devam edecek

















6 Temmuz 2010 Salı

Osman Hakaret Suçu Nedeniyle Ceza Aldı.

2004 yılında yapılan toplantıda denetim kurulu raporunun okunmasından sonra ağzına geleni söyleyen Osman, hakaret suçu işlediği için 5 hün hapis cezası aldı. Ceza 100 TL paraya çevrildi. Hükmün açıklanması ertelendi.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Osman Nuri Aktaş Hakkında Sahtecilikten Dava Açıldı.

27.06.2004 yılında yapılan toplantıdan sonra İl Sanayi ve Ticaret Müdürlüğünden "Toplantı Usulüne Uygun Yapıldı" yazısını almak için sahte tutanak düzenleyen ve Hüma Kaplan Feride Çubukçu ve Vecihi Olut'un adları altına sahte imza atan Osman Nuri Aktaş Hakkında Sahtecilikten  ceza davası açıldı.

Toplantıdan sonra savcılığa suç duyurusunda bulunan Mehmet Kadri Korkmaz aynı zamanda toplantının iptali için de dava açmıştı.

Yapılan yargılama sonucunda 2007 yılında verilen kararla, toplantıda alınan kararlar tümden iptal edilmişti.

Sahte belge suçlamasında ise Savcı Adil Acar  Av. Ali Saim Yapıcının tanıklığına inanarak takipsizlik kararı vermişti. Mehmet Kadri Korkmazın itirazına da red kararı gelmiş, Kadri Korkmaz şikayetini yenilemiş bu arada da sahte belgeyi özel bilirkişiye inceletmiş aldığı raporu savcılığa sunmuştu. Savcı Remzi Çanta özel bilirkişi raporuna rağmen yeterli araştırmayı  yapmamış ve zamanı da suçluların lehine kullanarak takipsizlik kararı vermişti. Aydın Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraza gene red geldi.

Mehmet Kadri Korkmaz bunun üzerine yazılı emirle bozma talep etti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi kararı bozdu ve soruşturmanın yapılmasını ve sahte olduğu söylenen belgenin Adli bilirkişlerce incelenmesinin gerektiğini belirtti.

Savcılık sahte belgeyi adli bilirkişilere inceletti. Hüma Kaplanın imzasını, Kaplanın attığını diğer imzaları ise Osman'ın attığı ortaya çıktı.

Sonuç olarak 5 sene 11 ay sonra da olsa Osman'ın  sahte belge düzenlediği ıspatlandı  ve yargılanacak.

Belki bu dava görülürken suç zaman aşımına uğrayacak Osman ceza almayacak. Büyük ihtimalle öyle olacak. Çünkü savcı gerekli hassasiyeti bence kasten göstermedi. Bu yüzden Savcı Erdal Acar, Savcı Remzi Çanta ve Savcı Feyzi Öztürk hakkında Bakanlığa suç duyurusunda bulunulmuştu.

Şu sırada bu savcıların dava dosyası DANIŞTAY'da görülüyor.  Osman'ın dosyası bodrum da duruşma 29 Temmuz 2010 da.